EN TR

Latest News

Türkiye Uzay Ajansı Programında Hangi Çalışmalar Olacak?

Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin YILDIRIM – Türkiye Uzay Programı Tanıtımı Öncesi Yapılacak Çalışmalarla ile ilgili önemli mesajlar verdi.

Date: 07 Ocak, 2021

7-8-9 Ocak tarihleri arasında, üç gün sürecek olan ve TC. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından organize edilen Uydu Teknolojileri Haftası, bugün yapılan açılış konuşmalarıyla başladı.

Günün ilk açılış konuşmalarında Dr. Umut Yıldız, Astrofizikçi Halit Mirahmetoğlu, GUHEM Genel Müdürü, Malezyalı İlk Astronot Sheikh Muszaphar Shukor, Roket Bilimci Dr. Arif Karabeyoğlu söz alırken. Günün ikinci yarısında ise Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin YILDIRIM “Uzay Çağında Var olmak için Neler Yapıyoruz?” başlığında bir konuşma gerçekleştirdi.

YILDIRIM konuşmasında Türkiye Uzay Ajansı’nın (TUA) kuruluş süreci, Türkiye Uzay Programı ve merak edilen birçok konuyu canlı yayında açıklık getirdi.

YILDIRIM konuşmasının ilk bölümünde Uzay Ajansının kuruluş sürecine değinerek şunları söyledi: “Uzay Ajansı, Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle 2018 yılının sonunda kuruldu. Tüm kadroların atanmasıyla birlikte 2019 yılının Kasım ayından itibaren faal hale geldik. TUA olarak bize verilmiş çok önemli sorumluluklarımız var. Bir sene içinde hızla yol almaya çalıştık. Daha da hızlanacağız.”

Önümüzdeki günlerde fırlatılacak TURKSAT 5A uydusu ve yörüngedeki diğer uydular ve gelecek dönem fırlatılacak uydular konusunda da kısa açıklamalarda bulunan YILDIRIM sözlerini şöyle sürdürdü: “TURKSAT 5A uydumuz, haberleşme uydumuz, TURKSAT’ın bu konuda yıllara sâri önemli bir deneyimi var. Şu an 3 uydumuz aktif durumda, dördüncü uydumuz fırlatılacak. Daha sonra da TURKSAT 5B uydumuz ise, bu yılın ikinci yarısında fırlatılmasının planlandığını biliyorum. Teknik olarak da ya da hava durumuyla ilgili aksaklıklar olabiliyor ancak bunları da öngörerek, 5B uydumuzun yılın ikinci yarısında fırlatılacağını söyleyebiliriz. Bu iki uydunun fırlatılması ile uzaydaki çalışmalarımızı daha da güçlendirmiş olacağız. Önemli bir kapasiteye ulaşıyor olacağız. Fırlatılacak bu uydular yeni teknoloji uydular, ülkemizin haberleşme konusunda daha etkili ve güvenilir şekilde kitlelere ulaşmasını sağlayacak. Bu uyduların fırlatılmasını heyecan ile bekliyoruz. Tabi bu ihtiyaçları yerli ve milli imkanlarla karşılama fırsatını yakalamak da ajansımızın önemli görevlerinden bir tanesi. Ülkemiz, uydu imalatı konusunda senelere sâri olarak bir deneyime sahip. RASAT, GÖKTÜRK-2 milli uydularımız, milli gereksinimlerle yörüngelerinde görevlerine devam ediyorlar.  TURKSAT 6A haberleşme uydumuz %60’a yakın yerlilik oranıyla imal ediliyor ve bu çok ciddi bir başarıdır. 2022 yılında da bu uydumuzun fırlatılması planlanıyor.” dedi.

Türkiye’nin haberleşme uyduları dışında bilimsel uydu geliştirme ve imalatında da adım atması gerektiğinin altını çizen YILDIRIM, “Bilimsel maksatlı uzaya gönderilen Bilimsel Uydular; Hubble Teleskobu gibi uzaydan gözlem yapan, uzayın derinliklerine ulaşmaya çalışan, kâinatı anlamaya çalışan bilimsel uydular var. Türkiye’nin henüz böyle bir uydusu yok. Ancak TUA olarak böyle bir planımız, projemiz var. Yakın zamanda, umuyoruz bizim de bilimsel uydularımız uzayda görev alacak.” Dedi.

GPS olarak bilinen, zamanlama ve konumlama uydularının 24 ve daha fazla uydunun bir araya gelmesiyle beraber görev yaptığını ve dünyada 4 tane global ve 2 bölgesel sistemin var olduğunu ifade eden YILDIRIM, Türkiye’nin de bu konuda adımlar atması gerektiğini ve ajans olarak çalışmalarına devam ettiklerini sözlerine ekledi.

Uyduların teknolojik olarak gelişirken, hacimsel olarak da küçülmeye başladığını ve bunun özellikle kaynakları kısıtlı ülkelere önemli bir avantaj getirdiğini söyleyen YILDIRIM, “Uydular teknolojik olarak gelişirken, hacimsel olarak da küçülüyorlar. Bu uydular, aynı görevi icra edebilecek şekilde, 1 tonun altına hatta 100 kilogram altına da düşebiliyor. Fırlatma maliyetleri de haliyle bu hacimsel küçülmeyle azalıyor. Bu uzay yarışında ya gelişmelerin de kaynakları daha kısıtlı ülkeler de bu sayede bu yarışının içinde yer alma şansına kavuşacaklar.

Dünyada SPACE-X şirketi, Starlink projesiyle, efektif ve verimli çalışan, 12000 uyduyla, dünyayı sarmak için yakın yörüngeye uydu fırlama çalışmalarını devam ettiriyorlar, şu anda 1050 sayısını geçmişler ve 1-2 yıl süreci içinde 12000 uyduyla dünyayı sarmayı hedefliyorlar. Aynı şekilde, çok bilinen Amazon firmasının sahibi Jeff Bezos’un Blue Origin şirketi, 3000 uydu ile bir sistem kurmak için bir proje yürütüyor, hatta fırlatmalara başladılar. Yani kısaca uzayda çok önemli gelişmeler önümüzde duruyor. Benim bir sloganım var ‘Uzayda izi olmayanın dünyada sözü olmayacak’ diye gerçekten de öyle bir döneme girdik. Bu konuda da biz Türkiye olarak gerekliliklerinin farkında olarak önemli adımlar atmak üzereyiz. Yakın zamanda Sayın Cumhurbaşkanımızın sunumuyla açıklanacak uzay programımızla, somut çalışmalarımızı hızla yürürlüğe sokacağız.” dedi.

Uzayda üretimin yakın dönemde başlayacağını söyleyen YILDIRIM, "Yakın yörüngede kurulacak platformların üzerinde robotların çalışacağı, üretim çağının başlayacak, Türkiye Uzay Ajansı olarak bu alanda faaliyet gösteren şirketlerle temaslarımızı başlattık. Biz de bu projelerin bir yerinde partner olarak yer almak istiyoruz. Bunun ülkemize çok şey katacağını düşünüyoruz.” dedi.

Konuşmasında Türkiye’nin Uzay çalışmalarındaki, insan kaynağı eksiğine de değinen YILDIRIM, “Biz bu yarışa biraz geriden başladık. Fakat çok kısa zamanda bu arayı kapatmayı hedefliyoruz. Hızlı ama sağlam adımlarla bu arayı kapatmak istiyoruz. Evet İnsan kaynağımız çok kısıtlı, bizim çok sayıda uzay konusunda uzmanlık kazanmış insana ihtiyacımız var. Hedeflerimiz için yeterli değil. Bunu hızla arttırmamız gerekiyor. Bu sektörde çalışan nitelikli beyinlerimizi, buraya, tersine beyin göçü ile ülkemize kazandırmak istiyoruz, Bakanlığımız aracılığıyla girişimlerimiz var. Hatta belli ölçüde, yabancı uzmanları da geçici süre, istihdam etme gibi bir düşüncemiz de var. Ancak bu şekilde hızlanabiliriz.” diye konuştu.

Bu alanda ivme yakalamak için uluslararası iş birliklerinin önemine de değinen YILDIRIM, “Dünyada Amerika, Rusya ve Çin gibi ülkeler bile, hem pahalı hem de riskli olduğu için uzay çalışmalarında tek başına yapmayı tercih etmiyor. Uluslararası iş birliği ile bunu yapmayı tercih ediyorlar. Biz de bu kapsamda 20 ülke ile TUA olarak ilişkilerimizi sürdürüyoruz. Bazıları ile anlaşmalar imzaladık.  5-6 ülke ile taslak anlaşmalar, gidip geliyor, 10’a yakın ülke ile ön görüşmeler yapıyoruz. Bunlar bize neler kazandıracak?  Üniversiteler arası bilimsel iş birliği sağlayarak, kendi insan kaynağımızı geliştirme yönünde avantajlar sağlayacak. Tecrübe ve teknoloji aktarımı sağlayacak. Bir de çok büyük bütçeli projelerin ortak yapılmasında kolaylıklar getirebilecek. Nitekim elimizde birçok projede var. Uzay programının tanıtımından sonra kamuoyu ile bu projeleri paylaşacağız.” dedi.

Türkiye’deki özel sektörün uzay çalışmalarının içinde yer almasının çok kritik olduğunu söyleyen YILDIRIM “Özel sektör, holdinglerimiz, uzay çalışmanın içinde yer almazlarsa işimiz hakikaten zor olur. Özel sektörün dinamizmine ihtiyacımız var. Tabi Devlet olmadan olmaz. Devlet bu işin öncülüğünü yapacak. Özel sektöründe dinamiklerinden yararlanmak istiyoruz. Birçok kümelenmeyi ziyaret ettim, birçok firmayı ziyaret ettim. Programımız açıklandıktan sonra özel sektörün ilgisinin de hızla artacağına, birçok firmanın da bu çalışmalara katılacağını öngörüyorum. Tabi bunun içinde firmaların strateji ve istikrarı görmesi gerekiyor. bunu da biz sağlayacağız. Ekosistemimizi geliştirme arzusundayız.” diye konuştu.

Türkiye’deki Gözlemevlerinin artması yönünde de çalışmalarının olduğu bilgisini paylaşan YILDIRIM, “Gözlemevlerimize değinmek isterim, uzay çalışmaları yerden gözlem yaparak başlamıştır. TÜBİTAK bünyesinde Antalya’da, ulusal bir gözlem evimiz var. Halen varolan altyapılarımıza ilave olarak Doğu Anadolu Gözlemevimiz kuruluyor. Erzurum da 3170 metre rakımlı bir tepede, bir gözlemevimiz kuruluyor. 4 metre ayna çapı ile önemli bir boşluğu dolduracak. Bu kabiliyetlerin artmasıyla beraber, Astronomi gibi, astrofizik gibi uzay bilimlerinin, temel bilimler içinde yer alan uzay bilimlerinin de ülkemizde desteklenmesi gerekiyor. Temel bilimlerden; fizik, matematik, astrofizik vs. gibi bölümlere tercih yaparken kariyer endişesi yaşayan gençlerimize, öyle ortamlar yaratmalıyız ki Ajansın vazifelerinden bir tanesi de bu olacak, Temel bilimlerden mezun olan gençlerimizin iş bulmasını sağlayacak ortamlar yaratabilmeli ve gençlerin önünü açmalıyız. Bunun çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun gelişmesi için Üniversitelerimizin desteklenmesi de bizim hedeflerimiz arasında.” Dedi.

Konuşmasının son bölümünde Uzay Hukuku konusuna da değinen YILDIRIM, “Tüm bu çalışmaları yaparken, bunların hukuku bir zemine oturması gerekiyor. Uzaydaki cisimlerin sayısı son derece hızla artıyor. Bunların hukukunun oluşması elzem hale geldi.  Birleşmişler Milletler nezdinde uzun süredir bu konu çalışılıyor. Ülkeler henüz milli uzay hukuklarını oluşturmadılar. Oluşturan sadece birkaç ülke var. Çoğu ülke Birleşmişler Milletlerin bu konudaki çalışmasını bekliyor. Buradan çıkacak çerçeveye göre ülkeler milli mevzuatını oluşturmayı planlıyor. Biz de aynı şekilde davranıyoruz. Biz de uzmanlarımızla BM ile gerekli çalışmaları aktif olarak yakından takip ediyoruz, temas halindeyiz. Sevinerek söylüyorum. Ülkemizde birçok hukukçumuz bu alana ilgi duyuyor. Sayıları az ama iyi yetişmiş, uzay hukuku ile ilgilenen kalite olarak uzmanlarımız var. Hem milli mevzuatın hazırlanması hem de korunması noktasında gerekli çalışmaları yapacağız. Çünkü bazı hakları zamanında talep edip almazsanız daha sonra almanız çok zorlaşıyor. Dolayısıyla bunu kaçırmamız gerekiyor. “

Soru-Cevap bölümünde SSB ile görev çakışmasının yaşanıp yaşanmadığı konusuna da açıklık getiren YILDIRIM, “TUA olarak biz sivil taraftayız. Askeri ve Güvenlik tarafında yokuz. SSB ile iş birliği, koordinasyon her zaman mümkün. Koordinasyonu yapıyoruz, haberdarız ancak birbirimizin sahasına girmiyoruz.” dedi.

YILDIRIM konuşmasını web sitelerinin uzun süredir yenilenmemesi ile aldıkları eleştirilere cevap vererek tamamladı: “TUA’nın marka değeri zamanla oluşacak. Çok eleştiri aldığımız bir konu var. Bir seneyi aşkın süredir faaliyettesiniz, halen web siteniz yok. Web sitemiz aslında var. Yayına da hazır ancak Cumhurbaşkanımızın tanıtım programını beklemek zorundayız. Bu programın duyurulması ile web sitemiz yayına girecek. Detaylı bilgileri kamuoyumuz ile paylaşacağız. Bu web sitesi ile bize gelen fikirleri, geri beslemeleri de alacağız. İnteraktif olacağız. Bize yapılacak eleştirileri, yapıcı olmak kaydıyla çok önemsiyorum. Bazı konuların gecikmiş olmasının da anlaşılmasını isteriz. Bunları yaptıkça tersine beyin göçünün daha da artacağını değerlendiriyoruz. “