EN TR

Haber

ÇAFRAD ve ADVENT Deniz Kuvvetlerinin Güç Çarpanı Olacak!

FCEA-TR, ODTÜ-BİLTİR, TSS Haber Grubu, Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (DzKK) desteği ile geçtiğimiz yıl 14-15 Ekim 2019 tarihlerinde ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde 9’uncusu düzenlenen Deniz Sistemleri Semineri’nde özellikle Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar (ÇAFRAD) ve Ağ Destekli Veri Entegre (ADVENT) Savaş Yönetim Sistemi (SYS) ile ilgili iki farklı sunumda çarpıcı bilgi paylaşımları yapılmış, editörlerimiz İbrahim SÜNNETÇİ ve Saffet UYANIK bu sunumları yakından takip etmişti. 96.sayımızda ingilizce olarak yayınlanan seminer haberlerinin içinde, özellikle ÇAFRAD ve ADVENT sunumlarında sistemlerin geliştirme, test ve kullanımlarına yönelik çok önemli bilgiler aktarılmıştı. Bu sunumları editörlerimiz bir kez daha sizler için derledi..

Tarih: Issue 96 - December 2019

Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Teknik Komutanı Tuğamiral Dr. Ramis AKIN ÇAFRAD ile ilgili olarak şunları söylemişti:

“Dünyada iki-üç örneği bulunan Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar ÇAFRAD’ın prototip halinin çok başarılı olduğunu aslında fiili ESSM Güdümlü Mermi atışlarıyla tecrübe etmiştik. Şu anda Araştırma Merkezi Komutanlığı (ArMerKom)’nın Tuzla’daki Deniz Elektronik Harp Test ve Eğitim Sahası (Deniz Harp Okulu yerleşkesi içinde)’na Aselsan’la birlikte yerleştirdik. Fiilen de orada prototip sistemi kullanıyoruz. Nihai ÇAFRAD Sistemini ise kısmetse kısa zamanda TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribinde faal hale getirmeye yönelik, gayretlerimiz devam ediyor.”

14 Ekim günü “Çok Fonksiyonlu Sayısal Radar Mimarisi ve Hava Savunma Harbi Platformu için ÇAFRAD Çözümü” başlıklı bir sunum gerçekleştiren Aselsan Deniz Platformu Radarları Program Müdürlüğü Proje Yöneticisi Dr. Kıvanç İNAN sunumunda sayısal radar ihtiyacının günümüzün en önemli ihtiyacı olarak ortaya çıktığını ve Aselsan olarak elektronik huzme yönlendirme anten tasarımı ile Galyum-Arsenit (GaAs) ve Galyum-Nitrat (GaN) gönderme alma modülleri gibi sayısal radar teknolojilerinin hepsini ÇAFRAD’da ve yeni nesil bütün radarlarda uyguladıklarını kaydetti. İNAN, “Biz şu an Galyum-Arsenit (GaAs) ÇAFRAD Faz-1’de uyguladık, Faz-2’de Galyum-Nitrat (GaN)’a geçiyoruz. AB-MikroNano ile yaptığımız iş ortaklığı sayesinde bütün bu Galyum-Nitrat (GaN) T/R modüllerinin Faz-2’de ve ile ilerleyen radar projelerinde yerlileştirilmesi mümkün olacak. Sayısal dalga biçimi tasarım, üretim ve testine baktığımızda zaten ÇAFRAD yine sayısal dalga biçimi üretiyor, yeni nesil radarlarımızın hepsi sayısal dalga biçimi üretiyor,” diye konuştu.

İNAN ÇAFRAD ile ise ilgili şu bilgileri paylaşmıştı:

“ÇAFRAD aslında Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar. İsmi de zaten buradan geliyor. Çok amaçlı dediğimiz şey ne diye bakarsak eğer Hava Savunma Harbi ve Suüstü Hareket Desteği kapsamındaki bütün faaliyetlerin eşzamanlı olarak yapılması demek. Yani hacim arama yaparken aynı zamanda ufuk hattı arıyor, hassas hedef izleme yaparken atış kontrol amaçlı hedef izleyip icabında hedefi aydınlatabiliyor, kendi gemimizden atılan güdümlü mermiyi takip edebiliyor, karşıdan gelen hedefi hassas izlerken kendi güdümlerimize veri bağı yapabiliyor, bu esnada hedef sınıflandırma yapıyor, bütün bu hava harbini devam ettirirken paralelden suüstü harbi de yapıyor. Yani suüstü arama, izleme ve suüstü hedefler için aydınlatma, veri bağı ve güdüm desteği verebiliyor, top atış kontrol desteği veriyor, hedef sınıflandırma yapabiliyor, ters yapay açıklığı (ISAR) şeklinde menzil profili çıkarabiliyor, aynı zamanda harekât desteği, helikopter ve İHA’lara yaklaşma desteği ve komuta kontrol desteği sağlayabiliyor. Bütün faaliyetleri radar optimum bir şekilde icra edebiliyor ve bunların sıralaması akıllı kaynak yönetimi planlaması doğrultusunda ortaya çıkıyor...”

ÇAFRAD’ın eşzamanlı olarak bütün yeteneklerini aynı anda icra edildiğine dikkat çeken İNAN, bu çerçevede ÇAFRAD’ın sadece yükselişte değil yanca da elektronik tarama yapabildiğini ve bütün uzayı elektronik olarak tarayabildiğini vurguladı. İNAN, “Anten Aktif Faz Dizinli (AESA) yapıda, çok sayıda, sayısı binleri bulan anten elemanlarının hepsini ayrı bir gönderme hakkı olarak kullanıyoruz, hepsini ayrıca sayısal veri almacı yapıyoruz, bu veri sayısallaştırılıyor, Gigabit seviyesindeki veri aşağıya aktarılıyor, orada işlenerek hedef ve diğer ölçümler çıkarılıyor. Burada kullanılan teknolojilerin hepsi yerli tasarım özellikle ÇAFRAD Faz-1’de. Gönderme modellerinin taban malzemesi, SiGe (Silicon-Germanium) çipler, sirkülatörler, power divider’lar, güç yükselteçler ve Galyum-Arsenit (GaAs) yerli olarak tasarlandı. Faz-2 aşamasında ise bunların birçoğunun yerli tasarlanmasından öte yerli üretimi de gündemde olacak,” dedi.

ÇAFRAD Sistemi’nin aslında Çok Fonksiyonlu Radar (ÇFR), Aydınlatma Radarı (AYR), Uzun Menzilli Radar (UMR) ve IFF Sistemi olmak üzere aslında 4 tane radardan oluştuğunu anımsatan İNAN, 400’e 360 derece kapsaması olan sabit tipteki ÇFR’nin ÇAFRAD Sisteminin yakın menzildeki beyni olarak çalıştığına dikkat çekmişti. İNAN ayrıca sunumunda geliştirme ve test süreciyle ilgili de kamuoyu tarafından az bilinen noktalara değinmişti:

“X-Bantta çalışıyor ve bütün fonksiyonların hepsini aynı anda yapabiliyor. Hacim arama, ufuk hattı arama, hava ve su üstü hedeflerin tespit, takip ve sınıflandırması, satha yakın seyreden hedeflerin tespit ve takibi, çoklu hassas hedef takibi gibi yeteneklerin hepsini aynı anda icra edebiliyor. Zaten bunun uzun menzilli versiyonu olan ve yine ÇAFRAD süitinin içinde yer alan UMR de benzer şekilde bu performansın hepsini uzun menzilde icra ediyor. ÇFR 150km menzile sahip. Yakın menzilde aslında ÇFR daha ziyade bir atış kontrol radarı görevi görecek. Biz kapasitesi 1,000’in üzerinde, kısıtlı çalışma dediğimiz modüller bozulsa bile, içindeki bloklar bozulsa dahi çok fazla sayıda anten elemanı barındırdığı için çalışmaya devam ediyor. Zaten bu anten elemanları çok yüksek bozulma oranlarına rağmen çalışabilecek yeteneğe sahip. Algoritmalar ve yazılımlar zaten bozulan çekirdeklere göre kendini kompanse ederek çalışabilecek durumda. AYR’ye baktığımız zaman aslında bir radar değil aydınlatıcı diyebiliriz. Bu birim güdümlü mermilere veri bağı tesisi ve aydınlatma sağlayan bir radar sistemi. Aynı anda birden fazla güdümlü mermiyi aydınlatabilecek yeteneğe sahip, hatta çok sayıda güdümlü mermiyi aydınlatabilecek yeteneğe sahip. Yukarı veri bağı tesisi, hedef aydınlatma gibi benzer şekilde ve mimariye sahip olduğu için ÇFR gibi kısıtlı çalışma imkânı var. Belli başlı modüller ve bloklar bozulmuş olsa dahi sistem çalışmaya devam ediyor ve çok fazla hedefi aynı anda aydınlatabiliyor. S-Bant UMR uzun menzilde ÇFR’nin yaptığı işlemi yapıyor. Yaklaşık 450km menzile sahip, ÇFR’nin uzun menzildeki versiyonu olarak düşünebiliriz. Genelde şöyle bir mimari var, UMR uzak menzildeki hedefi tespit ediyor ve bu izi ÇFR’ye aktarıyor, ÇFR daha hassas bir şekilde yakın menzilde takip ediyor, ona karşı bir angajman kuruluyor. Son olarak dönmeyen tipte bir IFF anten sistemimiz var. Buda 450km’den uzun menzile sahip bir sistem. UMR ile beraber ortaklaşa çalışacak. 1,000’den fazla iz menzili olacak. Bütün modları destekliyor, Mod 1, 2, 3, 4, C, S, 5 hepsini destekler yapıya sahip. Bu uzun menzilli IFF Sistemi yine Aselsan tarafından geliştirilen uzun menzilli sorgulayıcı ile entegre edilmiş durumda ve şu an testleri devam ediyor.

Faz-1 kapsamında az önce belirtmiş olduğum ÇFR’nin ölçeklendirilmiş versiyonu yine UMR’nin ölçeklendirilmiş versiyonu ve nihai yapıdaki IFF sistemi üretildi. Eylül 2013'te başlayan Proje Aralık 2018 itibariyle tamamlandı ve şu an garanti süreci devam ediyor. Bu zamana gelene kadar aslında çok fazla aşama kat edildi. 2013 yılından 2018 yılına kadar bütün safhalara SSB ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı yetkilileri katıldı ve buradaki birim kalifikasyonlarına kadar bütün faaliyetlerde kullanıcı makam ve SSB bulundu. Bu kapsamda şunu demek istiyorum; aslında sistem Faz-1 aşamasında bütün alt bileşenlerine kadar doğrulanmış oldu, Faz-2 sadece seri üretim gibi düşünülüyor şu an. Algoritma ve yazılımların tamamı doğrulandı, test edildi ve şu an itibarıyla garanti süreci devam eden projede sistemler eniyileme ve ÇAFRAD Faz-2’ye yönelik olarak değerlendirmeler için kullanılmakta. Faz-1 kapsamında nihai ÇAFRAD Sistemine yönelik olarak yapılan sistem birazcık daha ölçeklendirildiği için birtakım yetenekler ufaltılmış ve ölçeklendirilmiş olarak geliyor. Aslında tek fark eden ÇFR için menzilimiz birazcık daha kısıtlı çünkü ölçeklendirilmiş versiyon ve iz kapasitemiz biraz daha düşük çünkü sinyal işlemimiz bütün algoritma ve yazılımları içerisinde nihai yapı olmadığı için yeterli miktarda işlemci seviyesine sahip değil. Onun dışındaki bütün özelliklerimiz zaten nihai ÇAFRAD’a uygun. Faz-1’de UMR yapılmadı ama UMR zaten şu an denenmekte olan Erken İhbar Radar Sistemi EİRS Projesinin deniz platformuna uygulanmış versiyonu olarak değerlendiriliyor ve orada sadece deniz ortamına uygun bir şekilde EİRS’in değiştirilmesi, uyumlandırılması süreci yapılacak. Burada yapmış olduğumuz sistemler daha sonra yine Ekim ayı itibariyle sahada testlere tabi tutuldu. ÇAFRAD Faz-1’de konteyner yapısının kullanmasının sebebi; konteynırlar sayesinde sistemi öncelikle Gölbaşı Ankara’da test edebildik, daha sonra bu modüler yapıyı TCG Göksu Firkateyninin helikopter platformuna yerleştirdik. Burada platform entegrasyon kapsamında da yoğun bir faaliyet icra edildi. Geminin arkasına yaklaşık 80 tonluk bir yük konuldu ve bu konulan yük ile seyir testleri yapıldı. Yapılan seyir testleri öncesinde geminin Savaş Yönetim Sistemi (SYS)’ne herhangi bir müdahalede bulunulmadı araya bir mini SYS kuruldu. Bu mini SYS ile ÇAFRAD Sistemi kontrol edildi ve aynı zamanda gemideki güdümlü mermi altyapısına bağlanıldı. Gemiden platform verisi ve zaman alınarak bütün gemi ile senkron bir şekilde ÇAFRAD’ın çalışması sağlandı. Daha sonra bütün geçici kabul testlerimiz gemi üzerinde icra edildi. Karadeniz’de yapmış olduğunuz testler kapsamında Boğaz Köprüsü'nden geçişlerimiz oldu. 11 Aralık 2018 tarihinde Sinop'ta icra edilen güdümlü mermi testinde (RIM-162B Blok 1 Geliştirilmiş SeaSparrow [ESSM] Güdümlü Mermisi ile) yine yerli ve milli olan TUSAŞ'ın geliştirmiş olduğu yüksek hızlı Şimşek dronu kullanıldı. Şimşek dronu Sinop’tan havalandırıldı ve öncelikle ÇFR tarafından uzak menzilde tespit edildi, tespit edildikten sonra hassas takibe başlandı, hassas takip sonrasında belirlenen bir menzilde çarpışmak üzere kendisine güdümlü mermi angajmanı kuruldu, ESSM güdümlü mermisi ateşlendi ve istenilen, normalde daha önceden yapılmamış, menzilde hedefle çarpışması sağlandı. Bu test sırasında bugüne kadar Deniz Kuvvetleri atışlarının hiçbirinde sağlanmadığı kadar uzun bir süre aydınlatma işareti sağlanıyor ve hedefe tam isabet kaydediliyor. İlk atışta başarıyla sonuçlanan bir güdümlü mermi testi olarak 11 Aralık 2018 tarihinde tarihe geçmiş oldu, Deniz Kuvvetleri Komutanı'nın da katılımıyla başarıyla testi icra etmiş olduk. Testler sonrasında Geçici Kabul Testlerinin kalan aşamaları yapıldı. F-16 ile testler yapıldı, helikopter testi yapıldı, suüstü platformlar ile testlerimiz oldu ve en son olarak sistemler Tuzla Deniz Harp Okulu içerisinde bize tanımlanan bölgeye kuruldu. Sistem bulunduğu bölge itibariyle hava ve deniz trafiğinin yoğun olduğu bir yerde. Sistemlerin burada eniyileme çalışmaları Aselsan tarafından devam ettiriliyor. Araştırma Merkez Komutanlığı (ArMerKom) yetkililerinin katılımıyla birtakım farklı denemeler de burada yapılıyor. ÇAFRAD Faz-2’ye yönelik olarak planlanan birçok faaliyet bu ortamda denebilecek. Açık bir deniz ortamı söz konusu ve radarın baktığı bölge çok temiz ve aynı zamanda adaları da görüyor. “Clutter” ortam da söz konusu...”

ÇAFRAD Projesi altında yaklaşık 130 yerli firma ile çalıştıklarının altını da çizen İNAN, ÇAFRAD Sisteminin farklı platformlara göre şekillendirilebilecek, ölçeklendirilebilecek bir sistem olduğunu anımsatarak bu çerçevede ihtiyaçlar doğrultusunda ÇAFRAD Sistemini farklı platformlara önermek için gerekli çalışmalarının devam ettiğini kaydetmişti.

İNAN bir soruya cevaben sunumunda bahsettiği Gabya Sınıfı TCG Göksu Firkateyninin helikopter pistine monte edilen Teknoloji Gösterim Prototipi Kulesi için paylaştığı 80 tonluk ağırlık verisinin konteynerlarla birlikte komple mimarinin ağırlık bilgisini tanımladığını ifade etmiş ve şunları söylemişti: “Yani o yapı komple bir 80 tonluk mimari. Aslında anten alt sistemleri bu rakamdan çok daha düşük. Bu yapının komple ağırlığı ve içindeki bileşenlerle birlikte 80 ton zaten mesela burada soğutma birimleri, güç dağıtım birimleri, trafolar gibi birimlerimiz var bunların bir kısmının gemide bize sağlanması durumunda çıkarılması veya değiştirilmesi gibi olanaklar da mevcut... Ölçeklendirilmiş daha hafif versiyonlarının farklı platformlara takılması mümkün olacaktır. 80 ton dediğim gibi komple yapının ağırlığı, anten alt sistemleri çok daha küçük yani 2-3 ton mertebesine diyebilirim."

Seminerin ilk günü Deniz Kuvvetleri Komutanlığı (DzKK)’nın hava, suüstü, sualtı ve karaya konuşlu platformlarının Ağ Merkezli Harp yeteneğine sahip modern Savaş Yönetim Sistemi (SYS) ihtiyacını karşılamak üzere 2010 yılından itibaren DzKK ArMerKom ve Havelsan iş birliğiyle geliştirilmeye başlanılan ADVENT SYS ile ilgili olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Teknik Komutanı Tuğamiral Dr. Ramis AKIN ve Dr. Mühendis Albay Cihat ERYİĞİT de farklı oturumlarda bilgi paylaşımında bulunmuşlardı

Sunumunda ADVENT SYS’ne de değinen Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Deniz Teknik Komutanı Tuğamiral Dr. Ramis AKIN MİLGEM Projesinin 4'üncü gemisi TCG Kınalıada'nın Milli Savaş Yönetim Sistemi ADVENT ile donatılarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı hizmetine sunulduğuna dikkat çekmiş ve şunları söylemişti: “Gururla belirtmek isterim ki ADVENT SYS mavi vatanın savunmasında başarısını fiili atışlarıyla tüm dünyanın gözü önünde sergilemiştir bundan yaklaşık 3 hafta önce. Böyle bir komuta kontrol sistemini dünyada yapabilen herhalde 3-4 tane ülke vardır başkada yoktur. Bu konuda kendimizle ne kadar gurur duysak azdır.”

AKIN ayrıca sunumunda Deniz Hava Platformları için SYS MARTI sisteminin kullanımı ile ilgili de ilk kez önemli bilgiler aktarmıştı: İNA “Bir savaş gemisinin aklı olan komuta kontrol sisteminde GENESİS ve daha sonra ADVENT bizi aslında bir üst klasmana taşıdı. Bölge savunması yeteneğimiz bu kapsamda üst seviyelere doğru tırmanmaya başladı. Müsaadenizle ADVENT SYS’nin Yol Haritası ile ilgili bir şeyler söylemek istiyorum. Ürün hattı yaklaşımıyla tüm süreçleri, ArMerKom ve Havelsan tarafından işletilmekte olan ve konfigürasyon kontrolü tamamen DzKK tarafından yapılan ADVENT SYS sadece su üstü gemilerine değil, aynı zamanda modernize edilebilecek veya yeni inşa edilebilecek tüm denizaltılara MÜREN ismiyle, deniz hava platformlarına ise MARTI ismiyle milli ve yerli bir SYS olarak yetenek katacaktır. ADVENT SYS’nin çok kısa zamanda Uzun Ufuk Bütünleşik Deniz Gözetleme Sistemi’nin de omurgasını oluşturması planlanmıştır. Böylece suüstü, sualtı, hava ve kıyı sistemlerinde ortak modülleri olan her türlü geliştirme, konfigürasyon ve bakım tutum maliyetleri paylaşılmış, sürdürülebilir bir komuta kontrol yeteneğine kazanmış olacaktır.”

Seminerde “Ağ Destekli Veri Entegre (ADVENT) Savaş Yönetim Sistemi” başlıklı bir sunum yapan DzKK ArMerKom Sistem Mühendisliği Grup Başkanı Dr. Mühendis Albay Cihat ERYİĞİT, ADVENT SYS’nin dünü, bugünü ve Yol Haritası ile ilgili çarpıcı bilgiler paylaştı.

Milli olarak geliştirilip üretilen Gemi Entegre Savaş İdare Sistemi [GENESİS]’nin Gabya Sınıfı Firkateynler ve MİLGEM Projesi altında inşa edilen TCG Heybeliada ve TCG Büyükada Korvetlerine entegrasyonu sürecinde gerek harekat ihtiyaçlarında (Ağ Destekli Yetenek, daha yüksek performans, daha kısa reaksiyon süresi, hataya dayanıklılık ve Türkçe dil desteği ihtiyacı gibi) ve gerekse teknolojide yaşanan değişimler (programlanabilme özelliği) üzerine DzKK’nın yeni nesil bir SYS üzerinde çalışmaya başladığını anımsatan Alb. ERYİĞİT, bunun sonucu olarak 2009 yılında Yeni Nesil SYS’nin nasıl olacağıyla ilgili isterlerin belirlenmesine yönelik analiz çalışmalarına başlandığını, 2010-2014 yılları arasında ise Havelsan ile yapılan protokol altında ADVENT SYS’nin geliştirme sürecinde Faz-I çalışmalarına başlanıldığını kaydetti. 2014 yılında MİLGEM 3-4 Sözleşmesinin imzalanmasıyla ADVENT SYS’nin de sözleşmeyle hayata geçtiğine vurgu yapan Alb. ERYİĞİT, TCG Kınalıada Korvetiyle birlikte ADVENT SYS’nin şu anda denizlerde görevini yaptığını söyledi.

Ağ Destekli Yetenek ile verinin bütünleştirilmesinin ADVENT SYS’nin en önemli özelliği hatta var oluş amacı olduğunun altını çizen Alb. ERYİĞİT, artık platformlarda uygulamalar ve sistemin platform odaklı değil görev kuvveti odaklı olduğunu ve ADVENT SYS ile Ortak Angajman Kabiliyetinin kazanıldığını vurguladı. Yakın zamanda 3ncü MİLGEM Korveti TCG Burgazada üzerinde ADVENT SYS retrofit çalışmasının yapılacağını kaydeden Alb. ERYİĞİT böylece Ağ Destekli Yetenek ve Ortak Angajman kabiliyetleri konusundaki ilk denemelerin TCG Burgazada ve TCG Kınalıada Korvetlerinin katılımıyla 2020 yılında yapılacağını kaydetti.

ADVENT SYS’ninde tüm yazılımlarda hem güvenlik hem de bakım tutum boyutu nedeniyle açık kaynak kodlarının kullanıldığına dikkat çeken Alb. ERYİĞİT, kaynak kodun DzKK’nın elinde olduğunu bu özelliğin sistemin olmazsa olmaz özelliklerinden birisi olduğunu anlattı. GENESİS ve ADVENT’de milli ara katman yazılımlarının kullanıldığını belirten Alb. ERYİĞİT katmanlı mimariye sahip ADVENT SYS’nde Geniaware isimli milli ara katman yazılımının yer aldığını söyledi. Kritik öneme haiz veri merkezli ara katman yazılımının bütün uygulama yazılımlarını donanım ve işletim sisteminden bağımsız hale getiren çok kritik bir yazılım olduğunu ve işletim sistemi üzerinde koştuğunu kaydeden Alb. ERYİĞİT, ara katman yazılımları sayesinde tüm uygulama yazılımlarının alt sistemler ve operatörlerle haberleşebildiğini belirtti. Halen Uzun Ufuk dahil 60’a yakın platformda ara katman yazılımlarının kullanıldığına dikkat çeken Alb. ERYİĞİT, ADVENT SYS’nin Açık Mimari Yapıya sahip olması sayesinde (Sistemin ölçeklenebilir ve genişleyebilir olması anlamına gelmekte) yeni ihtiyaçlara ve gelişen teknolojiye kolayca adapte edilebildiğini vurguladı.

ADVENT SYS’nin Bütünleşik Taktik Data Link Kabiliyeti sayesinde artık Link Sistemine Savaş Harekât Merkezi (SHM)’ndeki tüm operatör konsollarından erişilebildiğini anımsatan Alb. ERYİĞİT bu sayede artık ayrı bir Link Konsolu ihtiyacı olmadığını ve Sistemde Link-11/16/22’nin yanı sıra geliştirme çalışmaları devam eden Milli Taktik Data Link Sistemi’nin de ekleneceğini, altyapının Milli Taktik Data Link Sistemi’nin entegrasyonuna hazır olduğunu ifade etti.

ADVENT SYS’nde merkezi yazılım kurulum çalışması kapsamında tüm yazılımların bir saatten daha kısa süre zarfında platforma kurulabildiğinin altını çizen Alb. ERYİĞİT, ADVENT Angajman Ağı kapsamında DETTA Projesi altında geliştirilen kablosuz iletişim modülünün kullanılacağını söyledi.

Bugün 51 adet Alt sistem, 120 adet YKÖ, yaklaşık 550 adet Yazılım Birimi ve 13 Milyon satır kod yazılımın kullanımı ile %100 milli bir ADVENT Savaş Yönetim Sistemi seviyesine ulaşıldığına dikkat çeken Alb. ERYİĞİT, Sistemin; TCG Anadolu LHD Gemisi, DİMDEG, BARBAROS MLU, TF-2000 HSH (çalışma devam edecek), TCG Ufuk TVEG, MİLGEM, Burak Sınıfı Korvetler (modernizasyon gündemde ancak henüz sözleşme yok) ve Pakistan Deniz Kuvvetleri için inşa edilen Jinnah Sınıfı Firkateynlerde (ADVENT SYS için sözleşme imzalanmış) kullanılacağını söyledi. ADVENT SYS’ni ayrıca Uzun Ufuk Projesi altında (Uzun Ufuk GKM’de) ve Deniz Karakol Uçaklarında görmeyi planladıklarını ifade eden Alb. ERYİĞİT, PREVEZE MLU’da ise ADVENT’in MÜREN SYS olarak yer alacağını kaydetti.

ADVENT SYS’nin her platform için ayrı ayrı geliştirilmediğini ve bir yetenek havuzu olduğunu kaydeden Alb. ERYİĞİT bir platform kapsamında kazanılan yeni bir yetenek varsa bu havuza kazandırıldığını, eklendiğini söyledi.

Alb. ERYİĞİT bir soruya cevaben eğer bir paradigma değişikliği içermiyorsa yeni silah ve sensörlerin ADVENT SYS’ne kolaylıkla entegre edilebildiğini ancak ÇAFRAD gibi halen DzKK hizmetindeki gözetleme radarlarından ve atış kontrol radarlarından farklı olan dolayısıyla paradigma değişikliği içeren yeni sensörlerin entegrasyonu için Sistemde kapsamlı değişikliklerin yapılması gerektiğine dikkat çekti. Çok fonksiyonlu faz dizinli bir radar olan ÇAFRAD’ın kullanıcının o anki ihtiyaçlarına göre evrilebildiğini bu çerçevede radarın bazı kaynakları arama fonksiyonu için kullanılırken bazı kaynakları ise atış kontrol maksatlı olarak kullanılabildiğine dikkat çeken Alb. ERYİĞİT, böylece ÇAFRAD’ın mevcut radarlardan gemideki kaynakların kullanımı açısından farklı bir kullanıma ve angajman planlama sürecine sahip olacağını anlattı. ÇAFRAD’ın birden fazla gemide olması ile aslında korkunç bir güce erişileceğine vurgu yapan Alb. ERYİĞİT, “O gücü de yönetmeniz gerekiyor. Bunun bir kısmı radar tarafında yönetiliyor, bir kısmı da SYS tarafından ortak yönetilmesi gerekiyor. Yani kaynaklar da hedefin pozisyonuna göre yer değiştiriyor, yani bir yüzle hedefi izlerken başka bir yüze geçtiğinde de o hedefi izlemek ve atış kontrol yapmak için kaynak tahsis etmeniz gerekiyor. Bu kendi geminiz içinde de olabilir, Ortak Angajman Kabiliyeti ve ADVENT Angajman Ağı ile birlikte düşündüğünüz zaman diğer gemilerle birlikte de yapabilirsiniz...”

Yaklaşık 6 yıllık süreçte ArMerKom ile Havelsan’ın İstanbul ve Ankara’daki tesisleri olmak üzere 3 ayrı tesiste geliştirilen ADVENT SYS, 550’ye yakın uygulama ve yaklaşık 13 milyon satır yazılım kodu ile ülkemizin ve dünyanın en geniş kapsamlı savaş sistemlerinden birisidir. Açık Mimari Yapıya sahip olan ADVENT SYS geliştirme sürecinin başlarında 3 milyon satır koda sahipken bu sayı 2017 başlarında 5 milyon satır koda yaklaşmıştır, 31 Mart 2019’da resmi Twitter sayfasından bir paylaşım yapan SSB ise ADVENT yazılımının Türk mühendislerce yaklaşık 6 milyon satır kod yazılması sonucu ortaya çıkmış olduğu bilgisini paylaşmıştı. Gabya Sınıfında yer alan GENESİS SYS 3 milyon satır koda sahipken TCG Bayraktar (L-402) LST Gemisindeki GENESİS SYS 3,9 Milyon satır kaynak kodundan oluşan milli bir yazılım (hazırlayan mühendislerin yarısının bayan olduğu belirtildi) içermekteydi.