EN TR

Güncel Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan, NATO 2025 Zirvesi için Lahey’de

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eşi Emine Erdoğan, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanı Dış Politika ve Güvenlik Başdanışmanı Akif Çağatay Kılıç ve Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün NATO 2025 Lahey Zirvesi için Hollanda`ya geldi.

Tarih: 25 Haziran, 2025

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi kapsamında Hollanda’nın Lahey kentinde yaptığı temaslar ve açıklamalar, Türkiye'nin hem NATO içindeki konumunu, hem de bölgesel krizlere yaklaşımını net biçimde ortaya koydu. Zirvenin öne çıkan başlıkları ve Erdoğan’ın açıklamalarındaki ana temalar şöyle özetlenebilir:

Basına yansıyan bilgilere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan Zirve sırasında yaptığı temaslar sırasında NATO’nun ikinci büyük kara ordusuna sahip ülke olarak savunma harcamaların artırılması yönündeki talibe olumlu yaklaştıklarını ancak adil bir yük paylaşımı beklediklerini ifade etti. Erdoğan ayrıca Türkiye'nin hem askeri kapasite, hem de coğrafi konum olarak İttifak için kritik bir Üye olduğunu bir kez daha vurguladı ve savunma ürünleri ticaretine uygulanan ambargolara karşı çıkarak, NATO müttefikleri arasında kısıtlamaların kaldırılması çağrısını yeniledi. Bu, özellikle Almanya ve ABD gibi ülkelere yönelik bir mesaj niteliğinde.

Erdoğan, İsrail’in saldırgan politikasının yalnızca bölgeyi değil, tüm dünyayı tehdit ettiğini belirterek küresel aktörleri “çılgınlığa son vermeye” çağırdı. Gazze’deki insani kriz ve İsrail’in hukuksuz saldırıları da Erdoğan’ın gündeminde önemli yer tuttu. Erdoğan, Ukrayna-Rusya Savaşı ve İstanbul Süreci ile ilgili olarak da Türkiye’nin arabulucu rolünü hatırlatarak, İstanbul’da yeniden müzakerelerin başlatıldığını ve esir takasının sağlandığını belirtti. Erdoğan, barış masasına dönüş için NATO ülkeleriyle ortak vizyon geliştirilmesini önerdi.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre Lahey’de gerçekleşen Erdoğan – Trump görüşmesinde Türkiye ile ABD ikili ilişkileri, bölgesel ve küresel konular ele alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan görüşmede, enerji ve yatırım başta olmak üzere farklı alanlarda iki ülkenin büyük potansiyele sahip olduğunu, özellikle savunma sanayii alanındaki iş birliğinin ilerletilmesinin toplam 100 Milyar Dolar ticaret hacmi hedefine ulaşılmasını kolaylaştıracağını ifade etti. Uluslararası basın yayın kuruluşlarında yer alan haberlerde ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın görüşmede özellikle S-400 krizi sonrası uygulanan CAATSA yaptırımlarının kaldırılmasını talep ettiği, Türkiye’nin F-35 Programına geri dönme isteğini Başkan Trump’a ilettiğini ve savunma işbirliğinin iki ülkeye de fayda sağlayacağı görüşünü dile getirdiği yönünde bilgiler yer aldı. Erdoğan ayrıca İsrail ile İran arasında ABD Başkanı Trump’ın girişimiyle sağlanan ateşkesi memnuniyetle karşıladıklarını ve bunun kalıcı hale gelmesini temenni ettiklerini ifade etmiştir. Erdoğan-Trump görüşmesinde dörtlü bir barış masası önerisi de gündeme geldi. Erdoğan, Trump, Zelenskiy ve Putin’in İstanbul’da bir araya gelerek barış sürecini başlatabileceğine dikkat çekti. Erdoğan, Türkiye’nin diplomasiye dayalı çözüm önerisini Zirve sırasında bir kez daha dile getirdi ve NATO liderlerine “barış için kolları sıvama” çağrısında bulunarak, "Bu savaş sonsuza kadar süremez," dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın NATO Devlet ve Hükûmet Başkanları Zirvesi kapsamında Lahey’de yaptığı temaslar sırasında Türkiye’nin 2026 NATO Zirvesi’ne ev sahipliği yapma talebini de resmen ilettiği belirtiliyor. Zirve’nin Sonuç Bildirgesi’nde Türkiye’nin talep ve hassasiyetleri de göz önünde bulundurularak: Terörle mücadele, Gazze’de insani yardımın ulaştırılması ve savunma sanayi iş birliği gibi başlıkların yer alması bekleniyor.

Sonuç olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Lahey’deki NATO Zirvesi’ndeki diplomasi trafiği, Türkiye’nin çok yönlü dış politika vizyonunu ve güvenlik eksenli kararlılığını yansıttı. NATO 2025 Lahey Zirvesi’nde Türkiye’nin bölgesel istikrar sağlayıcı rolü ön plana çıkarılırken, aynı zamanda Batı’nın çifte standardına ve stratejik engellerine karşı da açık mesajlar verildi. Dolayısıyla Zirvenin Türkiye'nin askeri ve diplomatik kapasitesini NATO’ya tekrar hatırlattığı bir platform olduğu da söylenebilir. Türkiye’nin özellikle İsrail’e karşı güçlü söylemi, Ukrayna-Rusya Savaşı’nda arabuluculuk önerisi ve CAATSA ile F-35 gibi krizlerin yeniden ele alınması yoluyla ABD ile savunma iş birliğini canlandırma çabaları dikkat çekti. Bu sürecin, hem NATO içindeki dengeler, hem de Türkiye’nin küresel konumlanışı açısından kritik sonuçları olabilir.