EN TR

Röportaj

``Jandarma Havacılık Başkanlığı Olarak Daima Milletimizin Yanında, Yakınında ve Yardımındayız!``

55’inci kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan Jandarma Havacılığı, günümüzde Jandarma Genel Komutanlığının önemli bir unsuru olarak bir yandan muharebe gücünün hesaplanmasında ayrı bir kuvvet çarpanı olarak da mütalaa edilirken, diğer yandan da Terörle Mücadele Harekatı (TMH) kapsamında edindiği tecrübenin de yardımıyla ülkemizde meydana gelen yangın, deprem ve sel gibi doğal afetlerde hayatın normale döndürülmesi çalışmaları kapsamında çok önemli görevler üstlenmektedir. Geçmişi birlik sevki, emniyet ve asayiş, keşif ve gözetleme, hasta ve yaralıların tahliyesi gibi maksatlarla Diyarbakır’da 1968 yılında teşkil edilen “Hafif Helikopter Bölüğü”ne dayanan ve o günden bugüne 500,000 saatin üzerinde uçuş gerçekleştiren Jandarma Havacılık Başkanlığının Jandarma Genel Komutanlığı içindeki yeri, başlıca görevleri, vizyonu, devam eden modernizasyon projeleri, İHA’lara bakışı ve kullanım konsepti, Kahramanmaraş depremleri sonrasında gösterdiği performans ve sağladığı katkılar ile dünyadaki konumu üzerine ilk elden güncel bilgileri almak amacıyla Jandarma Genel Komutanlığı Jandarma Havacılık Başkanı Jandarma Pilot Tümgeneral Ali DOĞAN ile kapsamlı bir söyleşi gerçekleştirdik. 31 Temmuz 2023 günü Güvercinlik, Ankara’da konuşlu Şehit Orgeneral Eşref BİTLİS Kışlasında yer alan Jandarma Havacılık Başkanlığı yerleşkesinde gerçekleştirdiğimiz bu özel söyleşiyi sunuyoruz.

Tarih: Issue 125 - August 2023 Güncelleme: 05 Mayıs, 2024

Defence Turkey: Jandarma Havacılığı, J.Gn.K.lığının önemli bir unsuru olmak ile birlikte bugün muharebe gücünün hesaplanmasında ayrı bir kuvvet çarpanı olarak da mütalaa edilmektedir. Jandarma Havacılık Başkanlığının Jandarma Genel Komutanlığı içindeki yeri, görevleri, vizyonu hakkında neler söyleyebilirsiniz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Öncelikle böyle bir projede bizimle çalıştığınız için sizlere çok teşekkür ediyorum. Jandarma Havacılık Başkanlığı’nın 55’inci kuruluş yıl dönümünde böyle bir özel sayıyla Türk milletinin huzuruna çıkmak, aynı zamanda ulusal savunma & havacılık dergisi olan Defence Turkey’de yer almak ve kendimizi ifade etmek bizim için ayrı bir mutluluk kaynağı oldu. Bu anlamda bu fırsatı bize verdiğiniz için sizlere de ayrıca teşekkür ediyoruz.

Jandarma Havacılığının asli vazifesi Jandarma Genel Komutanlığına mevzuatlarla verilen asayiş ve güvenlik hizmetlerine yönelik görevlerin icrasında ihtiyaç duyulan havacılık desteğinin sağlanmasıdır. Havacılık Başkanlığı birliklerinin görevlerini kesintisiz olarak devam ettirmesi, her türlü hava durumunda ve şartta görev icra edebilmesi hayati öneme haizdir. Jandarma Havacılık birliklerimiz tüm hava araçları ve personeli ile Jandarma Genel Komutanlığının ayrılmaz bir parçası olup, Jandarmamızın tüm birimlerini terörle mücadele harekâtı, doğal afetler ile halka yardım faaliyetleri ile emniyet ve asayiş görevlerinde ihtiyaç duyduğu yer ve zamanda havadan desteklemektedir. Başkanlığımız, dünyadaki tüm teknolojik gelişmeleri takip ederek Jandarmamızı daha modern hale getirebilecek havacılık kapasitesinin artırılması doğrultusunda, yeni hava araçlarının temini, uçucu personelin yetiştirilmesi, mevcut hava araçlarının en etkin şekilde modernizasyonu ve teçhizatlandırılmasını hedeflemektedir.

Defence Turkey: Ülke güvenliği ve savunmasında önemli roller üstlenen Jandarma Havacılık Başkanlığı envanterinde hangi hava platform ve sistemler yer almaktadır. Gelecek dönemde tedarik edilmesi ve kullanıma alınması planlanan hava araçları ile ilgili de görüşlerinizi alabilir miyiz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Jandarma Genel Komutanlığının icra ettiği tüm görevlerde havadan desteğin etkin bir şekilde devamlılığının sağlanması için çalışmalara devam edilmektedir.

a) Jandarma Genel Komutanlığının icra ettiği başta havadan trafik denetleme görevlerinde kullanılmak üzere uçak ve helikopterler ile ortak özellik taşıyan, kısa pistlere inip kalkabilen 250 kg kadar faydalı yük taşıyabilen, ultra hafif bir hava aracı olan 3 adet Cayrokopter envantere dahil edilmiştir. Cayrokopterler diğer kurum ve kuruluşlara nazaran sadece Jandarma Genel Komutanlığı envanterinde bulunmaktadır.

b) Genel Maksat Helikopteri ihtiyacının giderilmesi maksadıyla bakım/işletme maliyetleri düşük, yüksek manevra kabiliyeti ve taşıma kapasitesine, güvenli muhabere ve hassas seyrüsefer sistemlerine sahip T-70 Helikopterinin üretim ve montajı TUSAŞ Tesislerinde gerçekleştirilmiştir. Söz konusu helikopterin ilk teslimatı Jandarma Genel Komutanlığına yapılmıştır.

c) Jandarma Genel Komutanlığının Terörle Mücadele Harekatı (TMH) kapsamında ihtiyaç duyulan yakın hava ateş desteği, silahlı keşif, hava hücum harekâtına himaye, arama kurtarma helikopterlerine himaye vb. görevleri gündüz ve gece şartlarında yerine getirecek hava desteğinin sağlanması maksadıyla, TUSAŞ Tesislerinde üretilen T129 ATAK Helikopterleri de envanterimize dahil edilmiştir.

d) J.Gn.K.lığı’nın Hafif Genel Maksat helikopter ihtiyacı kapsamında, TUSAŞ tarafından yürütülen Özgün Helikopter Programının devamına katkı sağlamak maksadıyla Türkiye’nin üretmiş olduğu ilk yerli ve milli helikopter olan T625 GÖKBEY’in Jandarma Genel Komutanlığı envanterine dahil edilmesi planlanmaktadır.

e) J.Gn.K.lığınca yerli ve milli olarak geliştirilmesi planlanan projeye destek olmak, Hv.K.K.lığınca sağlanan yakın hava desteği ihtiyacını kendi inisiyatifi ile karşılayabilecek imkan ve kabiliyete kavuşmak, Teröristle Mücadele Harekâtındaki etkinliğini daha da arttırmak, süratle ve etkin yakın hava ateş desteğini sağlayacak yeni hava platformu ihtiyacını karşılamak maksadıyla HÜRKUŞ-C Yeni Nesil Hafif Saldırı/Keşif Uçağı Tedarik Projesi için de çalışmalara devam edilmektedir.

f) Yeni tedarik edilecek hava araçlarıyla birlikte artan pilot ihtiyacını karşılamak, tüm pilot adaylarının Başlangıç Pilot Eğitimleri ile mevcut uçak pilotlarının Standardizasyon, Alet Kart Kontrol ve Emercensi Eğitimlerini icra etmek için de Başlangıç Eğitim Uçağı Projesi kapsamında tedarik çalışmalarına devam edilmektedir.

Defence Turkey: Jandarma Havacılığı kendisini, geleceğin muharebe ortamına personel eğitimi açısından ne şekilde hazırlamaktadır? Bu kapsamda devam eden Pilot ve Teknisyen eğitim programlarınız hakkında okuyucularımızı bilgilendirebilir misiniz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Eğitim bir pilotun, bir teknisyenin ve havacılık sektöründe faaliyet gösteren tüm birimlerin en önemli konularından bir tanesidir. Bir pilotun ve teknisyenin yetişmesi bir kurs değil aslında bir okul faaliyetidir. Çünkü bir pilotun sertifikasını alabilmesi minimum 52 haftalık bir kurs sonucunda mümkün olabiliyor. Gerek dünyada, gerekse Türkiye’de hem pilot sayısının, hem de okulların yetersizliği havacılık sektörüne insan kaynağına erişmeyi zorlaştırmaktadır. Jandarma Havacılık Başkanlığı, 2013 yılı Haziran ayında ilk olarak Jandarma Havacılık Okul Komutanlığını kurmuştur. O günden bugüne her gün faaliyetlerini büyüterek sürdürmektedir. O gün için çok kısıtlı olan Öğretmen Pilot sayısını (12 Öğretmen Pilot) bu süre zarfında 48’e çıkarırken hava aracı sayısını da arttırmıştır. Yine o gün kısıtlı sayıda, 7 kursiyer ile başlamış olduğumuz Pilot ve teknisyen Adayı sayımız, bugün 60 Pilota ve aynı zamanda 60 Teknisyene eğitim verebilecek düzeye gelmiştir. Malumlarınız, Türkiye’de 2016 yılında yaşamış olduğumuz üzücü darbe girişimi neticesinde tüm Türkiye’de insan kaynaklarında yaşanan problem, Jandarma Havacılıkta da yaşanmıştır. Buradan hareketle Havacılık Okulumuz, süratle tedbir alarak pilot ve teknisyen kaynağını arttırmak amacıyla bir çalışma yapmıştır. Bu kapsamda yürütülen çalışmalar neticesinde mevcut okullarımızdan, Jandarma Akademimizden, Teğmen Pilot Adayı ve Astsubay Teknisyen Adaylarının mezun olmasını beklemeden, 2017 yılında hızlı bir şekilde dışarıdan üniversite mezunu Pilot Adayı ve üniversite mezunu Teknisyen Adayı alımına çıkılmıştır. Bu adaylar, bir yıllık eğitim sonrası Teğmen ve Astsubay Çavuş rütbesinde mezun olmuşlardır. Sonrasında hızlı bir şekilde bu arkadaşlarımıza, bir yılda eğitim vererek, 2018 yılında ilk dış kaynak Pilot ve Teknisyen adayı alımı yapılmış ve Havacılık Başkanlığı bünyesine katılmışlardır. Bu hızlı reaksiyon sonrasında tüm Kuvvetlerde yaşanan Pilot ve Teknisyen ihtiyacı sıkıntısı bir nebze de olsa ortadan kalkmıştır. 

2022 yılında, beş yıllık eğitimin ardından Akademiden mezun olan Pilot ve Teknisyenler, Havacılık Başkanlığında Pilot ve Teknisyen Adayı olarak eğitime başlamışlardır. Bugün itibariyle hala 11’inci Dönem Pilot ve Teknisyen Kursu eğitimlerine devam edilmektedir. Okulumuzdan bu yıl içerisinde beklentimiz, 20’nin üzerinde Pilot ve 40’ın üzerinde Teknisyen olmak üzere, yeni mezunlar vermesidir. Jandarma Havacılık Okul komutanlığımız 2017 yılından bugüne, aynı zamanda, İçişleri Bakanlığının diğer birimleri, Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Dairesi ve Sahil Güvenlik Havacılığının, başta Teknisyen ihtiyacının tamamı olmak üzere, tüm ihtiyaçlarını karşılamakta ve mezun vermektedir. Bu yıl başlayacak olan Temel Kursumuzda ayrıca Emniyet Havacılık ve Sahil Güvenlik Havacılığına da ilk defa pilot yetiştireceğiz. Okulumuzda, Pilot ve Teknisyen Temel Kurslarımız dışında İHA Pilotu ve Teknisyeni de dahil olmak üzere, 36 ayrı branşta kurs verilmektedir. Bu yıldan itibaren İHA Komutanlığımızın tüm pilot ve teknisyen ihtiyacı da yine Jandarma Havacılık Okul Komutanlığı tarafından karşılanacaktır. Bunun için ilk Temel Kurslarımızı da açmış bulunuyoruz.

Defence Turkey: Jandarma Havacılık Okul Komutanlığında kursiyerler Temel ve Tekamül Eğitimlerini hangi tip hava araçlarıyla alıyor, bu konuda bilgi verebilir misiniz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Genel olarak, pilotun kabiliyetini gösterebileceği ve helikoptere uyum sağlayabileceği, basit ve küçük hava araçlarıyla eğitime başlamak esastır. Ancak, daha önce hem ekonomik hem de teknik problemlerden dolayı, Türkiye’de eğitim aldığımız diğer kurumlarda bir takım aksaklıklar yaşadık. Bunun sonucunda, elimizde bulunan en küçük hava aracı olan AB-205/UH-1H Helikopteri ile Temel Kursa başlayıp başlayamayacağımızı Öğretmen Pilotlarımızla birlikte kapsamlı bir şekilde ele aldık. Sonrasında şunu gördük; Önemli olan verdiğiniz eğitimin kalitesi! Eğer bunu sağlıyorsanız elinizdeki en büyük hava aracı ile de Temel Kursa başlayabiliyorsunuz. Buradan hareketle elimizdeki mevcut hava araçlarını değerlendirmek için envanterimizdeki en küçük hava aracı olan AB-205/UH-1H Helikopterini öncelikle Öğretmen Pilotlarımız bazı aday kursiyerlerimizle birlikte tecrübe maksatlı olarak denediler. Sonrasında gördük ki kursiyerler eğitime çok çabuk adapte olmaktalar. Çünkü UH-1’den sonra biz Tekâmül Eğitiminde çift motorlu hava araçlarımıza geçmekteyiz. Helikopter Pilot Temel Kursunun 1’inci aşamasını UH-1 ile 2’inci aşamasını ise, kursiyerleri bölmek suretiyle, S-70 ve Mi-17 Helikopterleri ile vermekteyiz. Burada şunu gördük; ilk kursumuzdan mezun olan kursiyerlerimiz, UH-1H ile 160 saat yerine 45 saat uçuyorlar arkasından Tekâmül Eğitim Uçuşu için çift motorlu hava araçlarına geçiyorlar. Son bir yıldır, mezun verdiğimiz pilotlarımızı gözlemliyoruz. Birlik Komutanlarımızdan çok olumlu dönüşler aldık. Şu anda temel kursumuza UH-1H ile başlayıp, ikinci aşamada Tekâmül Eğitim Uçuşu için çift motorlu hava araçlarıyla devam ediyoruz. Böylelikle kursiyerlerimiz filomuzda mevcut olan S-70 ve Mi-17 Helikopterlerinde direkt göreve hazır pilot olarak başlamaktalar. Bu yeni planlamayla, tek motorlu hava aracında pilot olup bir sonraki aşamada çift motorlu hava aracına geçmektense, yaklaşık 60 saat çift motorlu hava aracından tasarruf sağlamış ve maliyeti de düşürmüş oluyoruz. 

Defence Turkey: Jandarma Havacılık Başkanlığının devam eden modernizasyon projeleri hakkında bilgi verebilir misiniz? 

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Büyük ölçüde tamamlanan S-70 Helikopteri Modernizasyon Projemiz halihazırda devam ediyor. Bu modernizasyonla beraber S-70 Helikopterinde, Jandarma Konfigürasyonunu ortaya çıkardık. Nasıl oldu? ASELSAN ile müşterek yürütmüş olduğumuz projede öncelikle aviyonik sistemlerin modernizasyonu; kokpitteki aviyonik sistemler ve muhabere sistemlerinin, yani telsizlerin modernizasyonunu iki bölüm halinde kurguladık. Aviyonik Modernizasyonu tamamen tamamlandı. Muhabere ile ilgili modernizasyon projemiz ise neredeyse bitmek üzere. Türk hava sahasının dağlık olması nedeniyle iletişim problemleri yaşamaktayız. Bunu ortadan kaldırmak ve muhabere sahasında hava araçlarının takibi, hava araçlarının telsiz-mesaj iletişimi ve hava araçlarında telefon iletişimin kurulması amacıyla, ayrıca yeni bir proje daha başlattık. Bu projede ASELSAN ve TÜBİTAK beraber çalışıyorlar. Şu an mevcut sistemlerin birçoğu ya GSM ya da uydu üzerinden kullanılıyor. Bu proje ile hem GSM hem de uyduyu aynı anda kullanıp, İzmir’deki bir helikopterin Hakkari’deki bir helikopterle doğrudan haberleşmesini sağlamayı ve İzmir’den Hakkari'deki helikopterin hareketlerini takip etmeyi sağlayacak bir kurgu üzerine çalışıyoruz. Yeni ve çok bilinmeyen bir proje. Biz buna kaynak ayırdık. Proje üç safhada gerçekleştirilecek olup ikinci fazı bitmek üzeredir. En kısa zamanda inşallah bu da tamamlanacak. Bu projeyle, sadece kendi envanterimizdeki değil, Türkiye’deki tüm hava araçlarına ayrı bir kabiliyet kazandırılmış olunacak. 

Diğer bir modernizasyon projemiz ise Mi-17 Helikopterlerimiz için ama bunda bir proje ortağımız yok. Bu proje, Mi-17 Helikopterlerinin Gece Görüş Dönüşüm Projesi. Helikopterlerin bir kısmı sadece gündüz uçuyor bir kısmı ise hem gündüz hem de gece uçuyor. Ancak bizim sahip olduğumuz helikopterler donanım açısından Gece Görüş Gözlüğü (GGG) ile uçuşa müsaade etmiyordu. Çünkü kokpitte; GGG uyumlu olmayan birtakım ışıklandırmaların yer alması, kumandaların pilotun önünde olmaması ve ikaz ışıklarının bir araya toplanmamış olmasından kaynaklı uçuşa elverişli olmayan birtakım zorluklar söz konusuydu. Tüm hava araçlarımızla gece uçuşu yaparken, Mi-17 Helikopterleriyle uçamıyorduk. Yapmış olduğumuz 1,5 yıllık bir çalışmanın neticesinde, tüm mekanik, elektrik, elektronik, gövdeci, Seyrüsefer Subayı, Uçuş Öğretmenleri ve Bakım Subaylarımızla bir araya gelerek, bir dönüşüm projesi ortaya koyduk ve bunu kendimizin yapabileceğini gördük. Hiçbir firmadan destek almadan projeyi hazırladık. Ne nerede, nasıl olacak sorularının tamamını bu projenin içerisinde cevaplayarak ihtiyaçlarımızı belirledik. Örnek olarak ifade edeyim; Helikopterin içerisindeki 250 aydınlatmada kullanılan ampulün gece görüşe uygun hale getirilmesi, altı tane kumanda düğmesinin gece görüşe adapte edilmesi gerekiyordu. Helikopterde bir radar altimetresi olması gerekiyordu ve şu anda ifade edemeyeceğim birçok şey, bunlar en önemli konular olduğu için söylüyorum. Biz bu dönüşümü bir helikopterde altı teknisyen çalışacak şekilde bir haftalık sürede tamamladık ve helikopteri GGG ile uçuşa uyumlu hale getirdik. Şu an 15’inci helikoptere uyguluyoruz.

27 yıldır gece uçamayan Mi-17 Helikopterlerini gece uçar hale getirdik. Allah'a çok şükür ekibimizle gurur duyuyoruz. 6 Şubat 2023’de 11 ilimizi etkileyen büyük depremlerde, Mi-17 Helikopterlerimiz 250 saat gece uçuşu yaptı. Bu helikopterin en önemli özelliği şu, kabin çok büyük ve yüksek içinde ayakta dolaşabiliyorsunuz. Biz Mi-17 Helikopterlerine iki sene önce Türkiye’deki muhtemel bir depremde kullanılmak ve yaralıların tahliyesini yapmak amacıyla, ilk defa uygulanan bir projeyle, sedye sistemi kurmuştuk. Bundan da bahsetmek istiyorum. Proje tamamen bize ait ve bunu Ankara, OSTİM’de bir firmaya yaptırdık. Ambulans sedyeleri imal eden bir firma ile beraber çalıştık. Firma ilk defa bir helikoptere sedye monte etti. Projeyi çizdi ve gerçekleştirdi. Bugün 5 tane Mi-17 Helikopterine, bir helikopterde 12 hasta ve yaralı taşıyacak şekilde, üç katlı bir sedye sistemi kurduk. Normalde, Mi-17 Helikopteri ile en fazla dört ya da beş hasta veya yaralıyı yan yana taşıyabiliyordunuz. Bu proje ile depremde 12+ hasta ve yaralıyı bir seferde bir helikopter ile bölgeden tahliye ettik. Aynı sistemi Sikorsky Helikopterlerine de uyguladık. S-70’te iç hacim küçük ve tavan alçak olduğu için, 8 kişi kapasiteli iki katlı bir sedye sistemi kurduk. Depremin ilk anından itibaren Sikorsky ve Mi-17 Helikopterlerimizle Maraş’tan, Hatay’dan ve depremin etkilediği diğer illerden 350’yi aşkın yaralıyı (enkazdan çıkarılmış) anında çevre illerdeki hastanelere tahliye ettik. Bu sistemi, portatif olarak 20 dakikada kurabiliyorsunuz. Tüm birliklerimizde var. Tüm helikopterlerimize anında monte edilebiliyoruz. Bunun için ayrı bir helikopter olmasına gerek yok. Deprem sonrası, ilk üç gün, dört helikopteri sadece sedyeli olarak kullandık. Yaralı tahliyesi bittiğinde ise sedye sistemini 20 dakikada sökerek, helikopterlerimizi vatandaşlarımızın ve malzemelerin tahliyesinde kullandık. 

Bu anlamda bu kabiliyet çok önemliydi. İlk defa kullandık ve maalesef öngörümüz gerçekleşti. Jandarma Havacılığı her zaman vatandaşın ihtiyacı olduğu yer ve zamanda yanında, yakınında ve yardımında olma prensibiyle hareket etmektedir. O gün geldiğinde bizim göreve hazır olmamız gerekiyor. Sedye Projesi bu amaçla yapmış olduğumuz bir projeydi. Bu manada bizi oldukça rahatlatan, vatandaşının yanında olmanın sevincini, gururunu yaşatan bir projeydi. Bunu özellikle ifade etmek isterim. 

Defence Turkey: Jandarma Havacılık Başkanlığının, geleceğe yönelik tedarik projeleri hakkında neler söyleyebilirsiniz? 

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: T-70 Projesinde teslimatlarımız devam ediyor. Bugün itibariyle (31 Temmuz) üçüncü helikopteri teslim aldık. Projede toplam 33 helikopter tedarik edeceğiz. Eğitim tarafında ise ifade ettiğim gibi şu anda UH-1 ile devam ediyoruz. Ancak hem Eğitim Uçağı hem de Eğitim Helikopteri konusunda da bir tedarik planımız var. Bunlardan öncelikli olan Eğitim Uçağı tedariki çünkü son yıllarda sabit kanat ağırlıklı bir filomuz da oluştu. Jet Sınıfı bir Komuta Kontrol Uçağımız ve aynı zamanda keşif gözetleme amaçlı üç tane uçağımız var. Pilotlarımızın yaklaşık %15’i sabit kanatlı hava aracı pilotu ve aktif olarak uçmaktalar. Dolayısıyla Sabit Kanat Hava Aracı Pilot Eğitimi’ni Havacılık Okulumuzda vermek istiyoruz. Sabit Kanat Hava Aracı Eğitmenlerimizi yetiştirdik. Sabit Kanat Examiner/Kontrol Pilotlarımız var. Sabit Kanat Eğitim Uçağı Tedariki Projemiz Öncelikli olarak devam ediyor. Bu konuyu çok önemsiyoruz sonrasında ise, mevcut durumu da değerlendirerek, Eğitim Helikopteri Projesini de başlatmayı düşünüyoruz.

Defence Turkey: Komutanım, Türk Savunma Sanayi paydaşları tarafından özgün olarak geliştirilen ve üretilen T625 GÖKBEY, Hafif Genel Maksat Helikopterinin ilk kullanıcısı Jandarma Havacılık Başkanlığı olacak. GÖKBEY Helikopterinin envantere girmesiyle Jandarma Havacılığı ne gibi ilave kabiliyetler kazanacak?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Yaklaşık 3,5 yıldır GÖKBEY Projesinin bir parçasıyız. GÖKBEY Projesi, TUSAŞ tarafından kurgulandığı bilgimiz olduğu ilk andan itibaren ve içinde olduğumuz 3 yıldır da destek verdiğimiz bir proje. UH-1H Helikopterlerinin envanterimizde olduğundan bahsetmiştim. UH-1H Helikopterlerimiz önümüzdeki yıllarda yavaş yavaş envanterden çıkacak. Dolayısıyla Mi-17 ve Sikorsky’den daha küçük, Orta Sınıf Genel Maksat Helikopterine ihtiyacımız olacaktı. Jandarma bildiğiniz gibi Türkiye’nin yüzölçümünün %93’üne hizmet vermekte. Türkiye’nin büyük çoğunluğunda, Jandarmanın araçlarıyla devriye gezilmekte ve bize de bir timi, bir Jandarma devriyesini taşıyabilen ve en uzak noktaya kadar götürebilecek bir helikopter lazımdı. GÖKBEY’i bu amaçla destekleme kararı aldık. GÖKBEY’i sadece Genel Maksat amacıyla değil aynı zamanda S-70’lerden küçük olması nedeniyle Arama Kurtarma Operasyonunda da kullanmak istiyoruz. Jandarma helikopterlerinde özellikle EO/IR kamera (FLIR) faydalı yükü ve vinç olmasını da özellikle istedik. TUSAŞ ile yakın iş birliği içinde çalışıyoruz. İlk teslim alacağımız helikopterlerde mutlaka bu sistemlerin olmasını istiyoruz dedik ve olacak şartını da koyduk. Üretilen ilk GÖKBEY Helikopterlerinin, ilk defa Jandarmaya teslim edileceği, TUSAŞ tarafından daha önce de deklare edilmişti. Bu helikopterlerin elimize doğmasını istiyoruz. Çünkü doğum aşamasında TUSAŞ ile hep birlikteydik. Bu süreci birlikte yaşamak istiyoruz. Bu konuda sözleşme imzalandı. Proje kapsamında üretilecek ilk üç helikopteri biz teslim alacağız. Tamamı yerli olan bu helikopteri uçurmaktan da büyük bir gurur duyacağız.

Defence Turkey: Komutanım, biraz önce ifade ettiğiniz gibi Jandarma Genel Komutanlığı Türkiye’nin yüzölçümünün %93’üne, nüfusunun ise %30’una hizmet vermekte. Dolayısıyla Jandarma Havacılık olarak sizin de görev ve sorumluluk alanlarınız oldukça geniş ve haliyle birçok hava aracına ihtiyacınız oluyor. Geçtiğimiz aylarda, Ankara semalarında Jandarma renkleriyle boyalı oldukça küçük bir hava aracının görülmesiyle, kamuoyu ilk kez envanterinize yeni giren döner kanat Cayrokopter’lerden haberdar oldu. Sonrasında, Teknofest İstanbul ve IDEF ‘23 Fuarlarında Jandarma Havacılık standında sergilendiler. Büyük platformlara kıyasla edinme, uçuş ve bakım maliyetleri oldukça düşük olan bu hava araçlarını tedarik kararınızın ardında yatan temel faktörler, Cayrokopterlerin Jandarma Havacılık hizmetindeki kullanım konsepti ve geçen süre zarfından Cayrokepterler üzerine edindiğiniz tecrübe ve izlenimleriniz konusunda neler söylemek istersiniz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Şöyle ifade edeyim, 1988 yılında Türkiye’de ilk defa S-70’ler Jandarma Genel Komutanlığına teslim edilmiş. O tarihe kadar Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da terörle mücadele 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekatı’nda da görev yapmış AB-205/UH-11H helikopteriyle yapılmaktaydı. 1994 yılında ise Mi-17 Helikopterleri envanterimize dahil oldu. Envanterimizde yer alan hava platformları uçuş saati itibariyle daha çok terörle mücadelede aktif olarak kullanılmaktaydı. Ancak özellikle geçtiğimiz 6-7 yıllık süreçte, Sinop, Bartın, Rize, Düzce ilimizde meydana gelen seller, bununla beraber Antalya ilimiz başta olmak üzere yurdun birçok bölgesinde meydana gelen yangınlar neticesinde, 2017 yılında Jandarma Havacılığımıza yeni nasıl bir misyon yükleyebiliriz düşüncesiyle, doğal afetlerle mücadeledeki etkinliğimizi daha da arttırmak amacıyla hava araçlarımıza yeni ekipmanların alımını hızlandırdık. O gün başlattığımız bu proje ile hava araçlarımızın vinç tedarikinin yapılmasını, arama kurtarmanın vazgeçilmez unsuru olan vinçlerin mutlaka hava araçlarımızın çoğunda olmasını istedik ve bugün geldiğimiz noktada Jandarma Havacılık envanterindeki 6 Sikorsky ve 5 de Mi-17 Helikopterimizde bu vinçler mevcut. Envanterimizde hiç olmayan bu sistemden, bugün 11 adet var. Bu yıl Ağustos ayında 3 vinç tedarikimiz daha olacak. Tedarik edeceğimiz GÖKBEY Helikopterlerimizde de yine vinç sistemli olacak. Diğer önemli faydalı yük ise EO/IR kamera sistemleri, eğer siz bir arama kurtarma yapıyorsanız, sadece doğal afet arama kurtarması değil, personelin arama kurtarması, dağlık bölgede kaybolan dağcılarımızın arama kurtarması, vatandaşın kırsal bölgede kaybolması neticesinde yapılan arama kurtarmaları, EO/IR kamera (FLIR) faydalı yüklü hava araçlarıyla yapmak zorundasınız. Arama Kurtarma’da gece ve gündüz uçuşlarında termal kamera kullanıyorsunuz. 

Aynı zamanda son dört yıldır havadan trafik kontrolü de yapıyoruz. Jandarmanın helikopterlerle yapabildiği 13 farklı görevi incelememiz neticesinde, bu görevleri daha maliyet etkin daha basit bir hava aracıyla yapabilir miyiz düşüncesiyle yeni bir arayışa gittik. Çünkü S-70 ve Mi-17’lerin uçuş ve bakım maliyetleri çok yüksek. Bu helikopterler çok büyük, üzerindeki mevcut donanım da haliyle çok pahalı.

Arama-Kurtarma Operasyonu; arama ve kurtarma olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Havadan arama için harcadığınız süre, kurtarma bölümü için ayırdığınız sürenin neredeyse on katı olabiliyor. Örneğin, havadan 10 saat arıyorsunuz, helikopterle gidip 45 dakikada kurtarıyorsunuz. Dolayısıyla kurtarma bölümü kısa sürüyor. Dedik ki öyleyse biz arama kurtarma görevini ikiye bölelim ve önce havadan arayalım. Arama kısmı sadece kazazedenin aranmasını değil, aynı zamanda uyuşturucu ekim alanlarının aranması, göçmen kaçakçılığı yapan insanların ve göçmenlerin aranması, havadan suçluların takibi ve onların aranıp bulunması, aynı zamanda V.I.P’in havadan emniyetinin alınması ve doğal gaz-petrol boru hatlarının havadan güvenliğinin sağlanması gibi farklı birçok görevi kapsıyor. Bize bu tip görevler için maliyet etkin ve havadan görüntü aktarımı yapabilecek bir hava aracı lazımdı. Uçabilen her hava aracını inceledik. Dünyada şu anda 3 milyon uçuş saatine ulaşmış, 3.000’in üzerinde çeşitli kullanıcılar tarafından kullanılan döner kanatlı küçük bir hava aracığının olduğunu gördük. Böylece Cayrokopter’i 2,5 yıl önce incelemeye başladık. Türkiye’de ve dünyanın birçok yerinde sportif amaçlı kullanılan bir hava aracından bahsediyoruz. Bu hava aracının Türkiye'deki temsilcileriyle görüştük. İncelemelerimizin sonuçlanmasıyla bu hava araçlarını 2023 yılının Şubat ayında tedarik ettik. İlk aşamada üç tane hava aracı aldık, onları inceledik. Öncesinde farklı araçlarla bir saha çalışması yaptık ama aktif olarak uçmamıştık. Bu üç hava aracıyla mevcut sabit kanat ve helikopter pilotlarından Cayrokopter pilotu yetiştirdik şu anda 16’nın üzerine Cayrokopter Pilotumuz ve 28’in üzerinde Cayrokopter Teknisyenimiz var. İntibak Eğitimlerimiz tamamlandı ve gururla ifade ediyorum ilk İntibak Kursumuzu da Jandarma Havacılık Okulunda açtık ve 6 tane pilot yetiştirdik.  Bu yıl Haziran ayında, Kurban Bayramı tatili sırasında, ilk trafik uçuşlarımızı gerçekleştirdik. O günden bugüne daha önce bahsettiğim alanlarda operasyonlarımıza da başladık. Cayrokopter, bize göre dizayn edildi. Üretici firma bizim isteklerimiz doğrultusunda platformun üzerine birtakım teçhizatlar koydu. Toplumsal olaylara müdahale bizim önemli görev alanlarımızdan bir tanesi. Bu kapsamda üzerine çok yüksek desibelli bir megafon yerleştirdik. Yaklaşık olarak yerden 500 metre yükseklikte uçarken, aşağıdaki vatandaş çok rahatlıkla sesinizi duyabiliyor. Ayrıca üzerine farklı tonlarda sirenler koyduk. Bu aynı zamanda yerdeki insanlar üzerinde de bir baskı oluşturuyor ve dikkat çekiyor. Otopilot ve seyrüsefer sistemleri de var. Şu ana kadar Cayrokopter ile 1,000 saatin üzerinde uçuş gerçekleştirdik.

Bu hava aracını edinme maliyeti, helikopter edinme maliyetinin neredeyse 200’de birine denk geliyor. Saatlik uçuş maliyeti de yine helikopterin 200’de birine denk geliyor. Dolayısıyla çok ekonomik. Nasıl sorusuna şöyle cevap verebiliriz. Kafanızda netleşmeyebilir, çünkü insanlar üst limiti bilmiyor. Bir helikopterin saatlik uçuş maliyeti ortalama 3,500-4,000 Dolar iken Cayrokopter de bu 35 Dolar olarak gerçekleşiyor. Helikopter azami 2,5 saat havada kalırken, bu hava aracı mevcut şartlara göre 4 ile 6 saat havada kalabiliyor. Bu bize göre çok önemli çünkü, havada kalış bir hava aracının en önemli artılarından bir tanesidir. Ayrıca tek Pilotla uçuyoruz yanında da Faydalı Yük Operatörü olarak ifade ettiğimiz Kamera Operatörü uçuyor ya da görevin özelliğine göre o personel değişebiliyor. Helikopterler sertifiye edilmiş iki Pilot ile uçmak zorunda, ama Cayrokopter tek Pilot ile uçtuğundan, iki Pilot ile iki farklı Cayrokopter uçurabilirsiniz. Bu anlamda çok fazla artıları var. 12,000ft’e kadar rahatlıkla çıkabiliyor. Ortalama 80 knot seyir sürati var ve rüzgâr dayanım limitleri de oldukça yüksek. İHA’lara kıyasla en büyük avantajı bu. Yan rüzgârda 25 knot, baş rüzgarında 40 knot ile kalkabiliyor. UH-1H Helikopteri bu limitlerde kalkış yapamazken, Cayrokopter kalkabiliyor. Şu an üç Cayrokopterimiz de aktif olarak uçuyor. Bu yıl içerisinde ilave 5 Cayrokopter daha tedarik etmeyi planlıyoruz. Böylece Cayrokopter sayımız 8 adet olacak. Opsiyonel olarak ilave alımlara da bakacağız. Uçucu ekibimiz zaten halihazırda pilot olduğu için Cayrokopter’e sertifiye olmak için uçak pilotlarının 10 saat, helikopter pilotlarının ise 15 saat uçması yeterli oluyor. Zaten pilotaj altyapısına sahipler. Cayrokopter ile uçabilmek için Ultralight Pilot Lisansı alıyorsunuz. Transfer aracı sayesinde karayoluyla cayrokopteri istenilen bölgeye hava şartlarından bağımsız bir şekilde sevk edebilmek de çok önemli bir konu. 

Defence Turkey: Türk Jandarma Havacılığının geleceğine yönelik hedef ve beklentileriniz ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Cayrokopter ile başlayan bu süreçte teknolojik gelişmeleri yakından takip ediyorsunuz ve yeni kabiliyetleri bünyenize kazandırmak için ciddi bir mesai harcıyorsunuz. Halen envanterinde değişik tip ve modelde sabit ve döner kanatlı insanlı ve insansız hava araçları yer alan Türk Jandarma Havacılığı için önümüzdeki dönemde yeni tip hava aracı ihtiyacı gündemde midir? Yeni alımlarla beraber ülkenin farklı bölgelerinde yeni filolar oluşturmayı da planlıyor musunuz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Jandarma Havacılığın bugüne kadar özellikle ana misyonu 90’lı yıllarda başlayan terörle mücadele ile emniyet ve asayişin sağlanması maksatlı uçuşlar olmuştur ve son yıllarda uçuş sayımız oldukça artmıştır. Jandarma Havacılığı yıllık ortalama 20,000 saat gibi oldukça yüksek bir uçuş saatine sahip. Son yıllarda artış gösteren özellikle Emniyet ve Asayiş uçuşları ile yangın söndürme ve doğal afet uçuşları bu 20,000 saatlik yıllık uçuşun yaklaşık olarak %20-25’ini oluşturuyor. Önümüzdeki yıllarda bu uçuşların daha da artacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla, Türkiye’nin dört bir tarafında hizmet veren Jandarma Havacılığının reaksiyon süresini kısaltmayı amaçlıyor ve bu vizyonla kuruluşumuzu daha da geliştirmek istiyoruz. Bu çerçevede, Akdeniz’de bir filo projemiz var. Aynı zamanda Karadeniz'de bir Jandarma Havacılık Filosu açma düşüncemiz var. Bu filoları kurduktan sonra İstanbul veya İstanbul’a yakın bir bölgede de bir filo açmayı düşünüyoruz. Hava araçlarımız çeşitlendi. Özellikle 2017’den sonra uçak filomuz da kuruldu. 2017’den önce taarruz helikopterimiz yok iken bugün ATAK Helikopterlerimiz var. ATAK Helikopterlerimizin tedarikleri de devam edecek. Yıllara sâri olarak planlamalar yapıldı. Bu alımlar neticesinde Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da daha büyük bir birlik kurma ihtiyacı da doğdu. Bunun sonucu olarak Elazığ’da bir Jandarma Havacılık Üssü Kurma kararı aldık. Bizim yapılanmalarımız Grup yapılanması şeklinde. Grup, Alay seviyesinde bir birliğe denk geliyor. Ancak Elazığ’daki planlamamız Gruptan daha büyük olacak. İHA’larımız Elazığ’da zaten mevcut, İHA Komutanlığımızın, uçaklarımızın, ATAK Helikopterlerimizin ve Genel Maksat Helikopterimizin olduğu büyük bir Jandarma Havacılık Üssü Projesinden bahsediyoruz. Projemiz hızla devam ediyor. Dolayısıyla önümüzdeki dört yılda, envanterimizdeki mevcut hava araçlarımızın sayısını 50% daha arttıracağız, planlarımızı buna göre oluşturduk. Buna bağlı olarak da pilotlarımızın sayısını, uçucu personelimizin sayısını %100 arttıracağız. İnsan kaynağı projemiz de tamam, bununla ilgili yıllık tedarik alımlarımız devam ediyor, Pilot ve Teknisyen eğitimlerimiz devam ediyor. Pilotlarımızın sayısı 450’ye, teknisyenlerimizin sayısı da 512’ye çıkacak. Sabit kanat tedarik projemiz de olmakla beraber bu kapasite artışı ağırlıklı olarak döner kanat platformlar üzerinden olacak. Neden döner kanat derseniz çünkü Türkiye dağlık bir coğrafyaya sahip. Sabit kanat kullansanız dahi personelinizi görev bölgesine döner kanat ile nakletmek zorundasınız.

Defence Turkey: Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) tarafından Kara Kuvvetleri Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü ihtiyaçları için yürütülen ve meteorolojik şartlardan etkilenmeksizin uzak mesafeler arasında kısa sürede operasyon birliklerinin teçhizat ve malzemeleri ile beraber sevkinin sağlanmasını amaçlayan İrtibat ve Genel Maksat Uçağı Tedariki Projesi’ne Jandarma Genel Komutanlığı da dâhil olmuştu. Kaynağı milli bütçe olarak planlanan Projenin mevcut durumu ve tedarik edilmesi planlanan uçak sayısı hakkında bize neler söyleyebilirsiniz? Kara Kuvvetleri Komutanlığı için 6 adet, Emniyet Genel Müdürlüğü için de 3 adetlik uçak ihtiyacı tanımlanmışken Jandarma Havacılık Başkanlığı için tedarik edilecek İrtibat ve Genel Maksat Uçağı sayısı kamuoyuna yansımamıştı.  

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN:  Afet durumunda en önemli ihtiyaçlardan bir tanesi, ki bunu son depremde yaşadık; personelin süratle afet bölgesine ulaştırılmasıdır. Türkiye’de iklim kaynaklı sel ve yangın gibi afetlerin dışında yıkıcı depremlerde meydana geliyor. Diğer yandan, Jandarma Havacılığın önemli görev sorumluluklarından bir tanesi de terörle mücadele. Dolayısıyla sizin ne zaman, nerede ve hangi hava şartlarında personeli nakledeceğiniz belli değil. Özellikle görüşün düşük olduğu, soğuk hava şartlarında helikopterlerin intikalinde zorluklar yaşanabiliyor.  Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Personeli ile Jandarma Özel Asayiş Komutanlığının (JÖAK) Özel Birliklerinin ivedilikle bölgeye ulaştırılması ihtiyacı söz konusu olabiliyor. Bu maksatla, 2019 yılında, yürütülen çalışmalar neticesinde Projeye dahil olma ihtiyacı söz konusu oldu. Biz de 2+1 uçak tedarikiyle projeye dahil olduk. Genel Maksat Uçağının, İçişleri Bakanlığına önemli bir imkân ve kabiliyet getireceğini değerlendiriyoruz. Savunma Sanayi Başkanlığımızca yürütülen bu proje devam ediyor. 

Defence Turkey: İnsansız Hava Araçlarının (İHA) Jandarma Havacılığı içindeki yeri ve kullanım konsepti hakkında bilgi verebilir misiniz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: İnsansız Hava Araçları (İHA) bizim için sahada keşif, gözetleme, Silahlı İnsansız Hava Araçları (SİHA) ise taşıdıkları silah yüküyle özellikle teröristleri etkisiz hale getirmede çok önemli görevler üstleniyorlar. Şunu özellikle vurgulamak istiyorum. Türk Savunma Sanayinin gelişimi özellikle İHA alanında kazandığımız yetkinlik açısından, geçmiş yılları düşündüğümüzde, terörle ve teröristle mücadele eden bir pilot olarak, bugün geldiğimiz noktayı inanılmaz derecede memnuniyet verici görüyorum. 2000’li yıllarda iki ya da üç tane kiraladığımız İHA ile terörle ile mücadele ediyorduk. Bazen 15 gün bazen bir ay arıza nedeniyle, firmanın destek vermediği ve bize görüntü aktaramadığı durumları yaşadık. Bugün geldiğimiz noktada sizi temin ederim ki Türk Hava Sahasının riskli bölgelerinin tamamı 7/24 İHA ile kontrol altındadır. Teröristle mücadelede eğer biz bugün küçük sayısal rakamlarla ifade edebildiğimiz terörist sayısına geldiysek, ülkemizde huzur ve refah sağlandıysa bunda İHA ve SİHA’larımızın katkısı çok büyüktür. 

Şu anda dünyanın içinde bulunduğu durumu da değerlendirdiğimizde birçok bölgede küçük ya da büyük çaplı çatışmalar hatta çatışmaların ötesinde bölgesel savaşlar yaşanıyor. Hava üstünlüğünü elinde tutan muharebe sahasının inkâr edilemez galibidir. İHA ve SİHA’lar sadece Türkiye’de değil birçok ülke ve bölgede başarılarını göstermiş ve tüm dünyada özellikle savaşın mağdurları tarafından alkışlanmıştır. Biz de Türkiye’de 2017 yılından bu yana yerli İHA platformlarımızla uçuş yapmaktayız. Türkiye’deki toplam İHA uçuşunun üçte birini sadece Jandarma Havacılık olarak tek başımıza yapmışızdır diye değerlendiriyorum. Çünkü bugün itibariyle yaklaşık 170,000 saat gibi azımsanmayacak bir İHA uçuş saatine ulaştık. Ancak şunu memnuniyetle ifade etmek istiyorum ki İHA ve SİHA’lar sadece teröristle mücadele harekâtında kullanılmamaktadır. Bizim görev alanımızda yer alan göçmen kaçakçılığı ile mücadele, orman yangınlarının takibi, suçluların takibi ve trafik kontrolü de dahil olmak üzere İzmir’den, Hakkâri’ye, Trabzon’dan Hatay’a kadar ülkemiz sınırları içindeki tüm bölgelerde Jandarma İHA’ları aktif olarak görev yapmaktadırlar. Jandarma İHA Filomuz oldukça güçlü olup, yeni İHA tedarik faaliyetlerimiz de devam etmektedir. Savunma Sanayii Başkanlığımızla sürekli irtibat halindeyiz. Farklı bölgelerde İHA Üslerimiz var. En batıdaki Üssümüz Aydın’da, Batı bölgemizde farklı yerlerde de İHA’ların konuşlandırmasına yönelik projemiz halen devam ediyor.

Jandarmamızda ayrıca Taktik İHA hariç, yaklaşık 3,500 civarında farklı boyutlarda insansız drone sistemi bulunmaktadır. Jandarma Komutanlıklarımızda suçla mücadele ve önleyici kolluk kuvvetlerimizde İHA’larımız aktif olarak kullanılmaktadır. İHA teknolojilerindeki gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Bulut altı İHA kavramını özellikle kullanmıyorum çünkü Line-of-Sight (LoS/Görüş Hattı) prensibi ile çalışan İHA’lar LoS dahilinde her türlü irtifaya inebiliyorlar. O yüzden ben alçak irtifa ya da düşük irtifa olarak ifade ediyorum. Daha doğrusu VTOL (Dikey Kalkış ve İniş) olarak ifade ediyorum. Çünkü son yıllardaki gelişmeler her ne kadar katapulttan atılan İHA’lar olsa da daha çok VTOL’u işaret ediyor. Tedarik projelerimiz de bu yönde devam ediyor. Gelişmeleri yakından takip ediyoruz. Başta yerli firmalarımız olmak üzere birçok firmamızla yakından çalışıyoruz.

Defence Turkey: Jandarma Havacılık personeli helikopter kullanmadaki tecrübe ve yeteneklerini aynı zamanda Jandarma Çelik Kanatlar Helikopter Uçuş Gösteri Timi olarak da sergilemektedir. İlk kez Jandarma Havacılığının 50’inci kuruluş yıl dönümünde icra ettikleri gösteri ile uçuş gösteri timleri arasındaki yerini alan ülkemizin ilk ve tek helikopter gösteri ekibi olan Çelik Kanatlar bu yıl 5’inci yaşını kutluyor. Çelik Kanatlar Helikopter Uçuş Gösteri Timi’ni okuyucularımız için kısaca tanıtır mısınız?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN:  Çelik Kanatlar uçuş gösteri ekibi ilk defa 2018 yılında Türkiye’de başladı. Dünyada, birçok ülkede sabit kanat uçuş gösteri ekipleri var. Ancak kendini ispatlamış, bilinir hale gelmiş helikopter akrotimleri çok fazla yok. Özellikle Türkiye’de bir marka haline gelmiş ve yıllık olarak belli takvimlerde gösteri yapan helikopterler de söz konusu değil. 2018 yılında, Jandarma Havacılığının 50’nci kuruluş yılında, ne yapabiliriz diye düşünürken bir arkadaşımızın teklifi üzerine bir helikopter gösteri ekibi, akrotim kuralım düşüncesi ortaya çıktı. Buradan hareketle biz bunu yapabilir miyiz, yaparsak kiminle ve nasıl yaparız soruları soruldu ve 2018 yılında kurulan Çelik Kanatlar Helikopter Uçuş Gösteri Timi ile biraz önce ifade ettiğim gibi imkân ve kabiliyetlerimizi kullanarak vatandaşın uzaktan gördüğü hava araçlarını onların yakınına getirdik. Aynı zamanda kurulduğu günden bugüne 500,000 saatin üzerinde uçuş tecrübesine sahip Jandarma Havacılığının engin tecrübesini, kabiliyetlerini, helikopterle bütünleştirmek amacıyla ilk defa böyle bir gösteri ekibi oluşturduk ve ilk uçuşu 2018 yılında icra ettik. O gösteri o gün basında çok yankı uyandırdı. Sonrasında da Türkiye’deki farklı etkinliklerde; Sarıkamış, İzmir’in kurtuluşu, 30 Ağustos gibi farklı önemli günlerde gösteri uçuşu için bize talepler gelmeye başladı. Sayın Genel Komutanımız tarafından uygun görülerek bugün Türkiye’de yıllık 11’in üzerinde farklı etkinlikte, başta Teknofest olmak üzere, Çelik Kanatlar uçuş gösteri ekibimiz, bir marka olarak farklı yer ve zamanlarda gerçekleştirdiği gösteri uçuşlarıyla vatandaşlarımızla buluşuyorlar. Biz bununla gurur duyuyoruz. Çünkü bugün özellikle fuarlarda küçük çocuklar bize Çelik Kanatları soruyor, onlarla fotoğraf çektirmek istiyorlar. Onların posterlerini imzalatmak istiyorlar. Bu maksatla vatandaşın yanında olduğumuz için ayrıca mutlu olmaktayız. 

Defence Turkey: Jandarma Havacılık Başkanlığının dünyadaki Jandarma Havacılık teşkilatları arasındaki konumu hakkında bilgi verebilir misiniz? 1994 yılında kurulan ve kısa adı, kurucu ülkelerin (Fransa, İtalya, İspanya ve Portekiz) baş harflerinin simgelendiği FIEP olan Avrupa ve Akdeniz Jandarmalar ve Askerî Statülü Kolluk Kuvvetleri Birliğine Türkiye/ J.Gn.K.lığı 1998 yılında üye olmuştu. Bu üyeliğin Jandarma Havacılığına sağladığı katkılar üzerine bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Jandarma Havacılık Başkanlığımızın filosundaki hava araçlarının çeşitliliği ve sayısı ile bunları uçurabilmek için ihtiyacımız olan Pilot ve aynı zamanda bakımını yapacak Teknisyen sayısını düşündüğümüzde, Jandarma Havacılık sayısal anlamda oldukça büyük bir birlik. Dünya ölçeğini incelediğimizde dünyadaki birçok ülkenin Jandarma Havacılık birliğine sahip olmadığını görüyoruz. Adı Jandarma olmasa da Jandarmanın görevini icra eden, aynı görevleri yapan, farklı ülkelerin, farklı isimleri altında Kolluk Kuvvetleri mevcut. Genelde bu ülkelerin daha çok polis teşkilatındaki hava araçlarından ya da Savunma Bakanlıklarındaki hava araçlarından istifade ettiklerini gördük. Ancak, Türkiye’de durum biraz daha farklı. Terörle mücadelenin ana sorumluluğunun ve görevinin İçişleri Bakanlığında olmasından kaynaklı 55 yıllık bir kurum olan Jandarma Havacılığı, bu süre içerisinde çeşitli hava araçları tedarik etmiştir. Önceki sorularınızda da ifade ettiğim gibi birçok hava aracı ilk olarak Jandarma Genel Komutanlığı envanterine girmişti. İcra ettiği farklı görevler sonucu zamanla uçak ve helikopter sayısı artmış ve çeşitlenmiştir. En son olarak Cayrokopterlerimiz de envanterimize girmiştir. Bu açıdan baktığımızda Jandarma Havacılık Başkanlığının hava araçlarının çeşitliliği ve bunu uçuracak personel sayısı açısından, FIEP ülkeleri de dahil olmak üzere birçok ülkenin Jandarmasından daha büyük bir kurum olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz. Bunu net bir şekilde ifade edebilirim. 

FIEP Üyesi ülkelerin, Jandarma kolluk kuvvetleriyle ilişkilerimiz devam ediyor. Özellikle FIEP toplantılarında o ülkelerden gelmiş havacı temsilcilerle bir araya geliyoruz. Ziyaret ettiğimiz FIEP Üyesi ülkeler de mevcut. Her ülkenin kendisine ait daha çok ihtisas sahibi olduğu bir alan mevcut. Örnek verecek olursak, Avrupa’daki ülkelerin birbirleriyle olan sınırları dağlık, yüksek ve daha çok karlı arazilerden geçiyor. Birbirleriyle olan ilişkileri bu manada çok daha fazla oluyor. Onlar daha çok o alanda bir ihtisas sahibi olmuşlar. Bir araya geldiğimizde terörle mücadelede nasıl uçuş yaptığımızı, bu operasyonları nasıl yönettiğimizi merak ediyorlar ve bununla ilgili birçok soruyla karşılaşıyoruz. Özellikle son yıllarda orman yangınlarında aktif olarak görev alıyoruz. Onlar da kendi ulusal ve uluslararası basın yayın organlarından bu operasyonlarımızı takip ettiklerini dile getiriyorlar ve orman yangınlarıyla nasıl mücadele ettiğimizi soruyorlar. Bize gelen taleplerden anlaşılıyor ki şu an dört farklı ülke, orman yangınlarında helikopter kullanımına yönelik olarak bizden Pilot ve Teknisyen Eğitimi istiyor. Avrupa ülkelerinden ziyade daha çok Türk Cumhuriyetlerinden bu yönde talepler geliyor. Avrupa ülkeleri ise bizi daha çok basın aracılığıyla takip ediyor. Avrupa ülkeleri biraz daha mesafeli şu anda ama onlarla da yeni yeni temasa geçiyoruz. Rodos Adasında büyük bir yangın vardı. Rodos’a gönderdiğimiz iki uçak ve bir helikopter bu açıdan çok anlamlıydı. Bunu net bir şekilde ifade edebilirim. Özellikle havacılık birliklerinin ziyaretleri, hem teknolojik hem de eğitim alanında da nasıl bir iş birliği içine girebiliriz ve tecrübelerimizi birbirimize nasıl aktarabiliriz konularında FIEP Ülkeleriyle olan iş birliğimiz devam ediyor.

Defence Turkey: Jandarma Havacılık Başkanlığının, 11 ilimizi etkileyen Kahramanmaraş depremleri sonrasında gösterdiği performans ve sağladığı katkılar üzerine bir değerlendirmenizi alabilir miyiz?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Net bir şekilde ifade ediyorum, elinizdeki imkanları ve yapmış olduğunuz görevi zamana adapte etmezseniz değişen süreçte size asla ihtiyaç duyulmaz ve unutulursunuz. Hava araçları sahibi olmak da, işletmek de çok pahalı. Ülkede terörle mücadele belli bir seviye geldi, vazifemiz bitti diyerek kenara çekilmektense hava araçlarımızı nasıl daha etkin kullanabiliriz, iklim kaynaklı afetler, deprem sonrası kurtarma-tahliye operasyonlarında nasıl rol alırız diye yola çıktık. 6 Şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve yakın illerin de etkilendiği depremde; Jandarma Havacılık Başkanlığınca 36 Genel Maksat Helikopteri, 2 JİKU, 4 İHA olmak üzere toplam 42 hava aracı ve 353 personel görevlendirilmiş olup 6 Şubat – 5 Mayıs 2023 tarihleri arasında toplam; 1,750 A/K personeli, 500’ü yaralı olmak üzere toplam 950 depremzede vatandaş, 892 ton erzak/yaşam malzemesi, 1,500 kg ilaç, 3,500 çadır, 10,000 adet battaniye, ısıtıcı, jeneratör ve A/K malzemesi havadan taşınmıştır. 250 saati (750 sorti) gece olmak üzere toplamda 2,300 saat (4,700 sorti) uçuş gerçekleştirilmiştir.

Defence Turkey: Komutanım, son olarak eklemek istediğiniz herhangi bir husus var mı?

J.Plt.Tümg. Ali DOĞAN: Jandarma Genel Komutanlığı Havacılık Başkanlığı ülkemizde meydana gelen yangın, deprem, sel gibi doğal afetlerde hayatın normale döndürülmesi çalışmaları kapsamında görevler almakta olup havadan trafik denetlemesi, yasa dışı ekim biçim alanlarının tespiti konularında da çalışmalarını sürdürmektedir. Ülkemizde Jandarma ve havacılığa sevdalı olan tüm gençlerimizi birer yol arkadaşı olarak yanımızda görmeyi arzulamaktayız. Jandarma Genel Komutanlığı Havacılık Başkanlığı olarak daima milletimizin yanında, yakınında ve yardımındayız!

Defence Turkey: Sayın Komutanım, okuyucularımıza ayırdığınız değerli vaktiniz için teşekkür eder, çalışmalarınızda başarılar dileriz.